Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda tarihe geçecek açıklamalarda bulundu. Tarihi manifestosunda katil İsrail'in Gazze'de işlediği soykırıma değinen Başkan Erdoğan, "Dünya 5'ten büyüktür" sözünün altını çizerek dünya liderlerinin bu soykırıma son vermek için birlikte adım atması gerektiğini vurguladı. Bu tarihi açıklamanın ardından A Haber ekranlarında değerlendirmede bulunan uzmanlar, çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Başkan Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda tarihe geçecek açıklamalarda bulundu. Tarihi manifestosunda katil İsrail'in Gazze'de işlediği soykırıma değinen Başkan Erdoğan, "Dünya 5'ten büyüktür" sözünün altını çizerek dünya liderlerinin bu soykırıma son vermek için birlikte adım atması gerektiğini vurguladı. Bu tarihi açıklamanın ardından A Haber ekranlarında değerlendirmede bulunan uzmanlar, çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
Başkan Erdoğan sayesinde, Siyonist rejimin masum insanlara uyguladığı açlık planı ve zorunlu göç dayatmasıyla ortaya çıkan görsellerin gerçekleri yansıtmadığı yalanı suya düştü. BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada "Dünya beşten büyüktür" vurgusunu yineleyen Başkan Erdoğan, İsrail'in Gazze'deki soykırımına son verilmesi için dünya liderlerine çağrıda bulundu. Erdoğan, bu insanlık dramına karşı somut adımlar atılması gerektiğini söyledi.
Başkan Erdoğan'ın BM kürsüsündeki tarihi çıkışının ardından A Haber ekranlarında değerlendirme yapan Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. İrfan Kaya Ülger ile Dr. Tolga Sakman ve Hukukçu Aydoğan Ahıakın, tarihi açıklamadan öne çıkan satırları değerlendirdi.
Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. İrfan Kaya Ülger, Başkan Erdoğan’ın BM kürsüsünden yaptığı tarihi açıklamayı değerlendirdi (Ekran görüntüsü)
ULUSLARARASI İLİŞKİLER UZMANI PROF. DR. İRFAN KAYA ÜLGER:
Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'yi ilgilendiren tüm meselelere azami hassasiyet göstererek bu konuları uluslararası arenada gündeme taşımaktadır. ABD Başkanı Donald Trump'ın konuşması, uluslararası beklentilerin altında kalarak adeta "dağ fare doğurdu" deyimini doğrulamıştır. Buna karşın, Erdoğan'ın konuşması, Türkiye'nin hassasiyetlerini ve uluslararası toplumun atması gereken adımları kapsamlı bir şekilde ortaya koymuştur. Konuşmanın etkisi, Erdoğan'ın yirmi yılı aşkın süredir devam eden görev süresi boyunca geliştirdiği hitabet yeteneğiyle daha da pekişmiştir.
Türkiye, özellikle İsrail'in Gazze'ye karşı uyguladığı soykırımın gerçekliğinin anlaşılmasına yönelik önemli katkılar sağlamıştır. Başta Başkan Erdoğan olmak üzere, Türk diplomasisi Gazze'nin gerçekliğini uluslararası kamuoyuna sunma konusunda büyük çaba sarf etmiştir. Batı medyasında İsrail'in saldırılarını meşru gösteren yayınlar yapılmış olsa da, Türkiye'nin katıldığı birçok uluslararası platformda, bu söylemlerin gerçeği yansıtmadığı ve Gazze'de insanlık suçu işlendiği başarıyla dile getirilmiştir.
Son olarak, Sayın Erdoğan (BM) kürsüsünden, bu soykırımın gerçekliğini tüm dünyaya kanıtlarla sunmuştur. Medyada dolaşan yanıltıcı bilgilerin aksine, zulmün kanıtı olan görsellerle bu durumun ne denli vahim olduğu net bir şekilde gözler önüne serilmiştir.
Gazze'de iki yılı aşkın süredir devam eden insanlık suçuna ve uluslararası hukukun hiçe sayılmasına karşı Avrupa Birliği (AB), BM ve NATO gibi uluslararası kuruluşların sergilediği sessizlik, küresel yönetim yapısının yeniden gözden geçirilmesini zorunlu kılacaktır. Bu durum, gelecekte uluslararası ilişkilerin yeniden şekillenmesine yol açabilecek önemli bir kırılma noktası olarak değerlendirilmektedir.
Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Tolga Sakman, Başkan Erdoğan’ın BM kürsüsünden yaptığı tarihi açıklamayı değerlendirdi (Ekran görüntüsü)
ULUSLARARASI İLİŞKİLER UZMANI DR. TOLGA SAKMAN:
Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın BM Genel Kurulu'ndaki konuşması, küresel kriz noktalarının tamamına değinmesi açısından son derece önemliydi. Bu konuşma, Türkiye'nin dış politikasında hem Batı hem de Doğu ile ilişkilerini dengelerken, insani krizlere gösterdiği hassasiyeti de vurgulamıştır. BM, tüm dünyanın yakından takip ettiği çok önemli bir platformdur. Burada yapılan konuşmalar, devletlerin bir yıl içinde hangi konulara odaklandığını, ülkelerini nerede konumlandırdığını ve geleceğe yönelik hedeflerini ortaya koyar. Başkan Erdoğan'ın bu kapsamlı konuşmasıyla Türkiye, küresel krizleri yakından takip ettiğini ve tüm gelişmelerden haberdar olduğunu tüm dünyaya göstermiştir.
İsrail, Gazze'de herhangi bir sorun, soykırım veya açlık yaşanmadığına dair manipülatif girişimlerde bulunarak uluslararası kamuoyunu yanıltmaya çalışıyordu. Ancak Başkan Erdoğan, tüm dünyanın canlı olarak izlediği BM kürsüsünden, bu manipülatif girişimlerin gerçeği yansıtmadığını başarılı bir şekilde aktarmıştır. Bu durum, Türkiye'nin uluslararası hukuka ve insani değerlere olan bağlılığının bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.
Hukukçu Aydoğan Ahıakın, Başkan Erdoğan’ın BM kürsüsünden yaptığı tarihi açıklamayı değerlendirdi (Ekran görüntüsü)
HUKUKÇU AYDOĞAN AHIAKIN:
Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda yaptığı konuşma, mevcut uluslararası sisteme yönelik hukuki reform vurgusu içermesi açısından dikkat çekicidir. Konuşma, ABD Başkanı Trump'ın ben yaklaşımla sergilediği tutumun aksine, kapsayıcı bir "biz" diliyle küresel iş birliğinin gerekliliğini ortaya koymuştur. Başkan Erdoğan, "güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu" adil bir yeni sistemin tesis edilmesi gerektiğine vurgu yapmıştır.
Konuşmanın en önemli bölümlerinden biri, başta Gazze olmak üzere, dünyanın çeşitli yerlerinde yaşanan soykırımlara dikkat çekilmesidir. Başkan Erdoğan, küresel bir lider olarak bu soykırımlara işaret etmiş ve bu suçları işleyenlerin hesap vermesi gerektiğini açıkça belirtmiştir. Bu, uluslararası ceza hukuku ve insan hakları hukuku bağlamında, bu tür suçların cezasız kalmaması gerektiğine dair güçlü bir beyandır.
Başkan Erdoğan'ın konuşmasında gösterdiği fotoğraflar, Gazze'deki duruma ilişkin gerçeği uluslararası kamuoyuna sunma çabasının somut bir kanıtıdır. Bu adımla birlikte, Türkiye'nin Gazze'nin tek sesi olduğu ve Filistin halkının hak ve hukukunu tüm uluslararası platformlarda savunduğu bir kez daha gösterilmiştir. Bu yaklaşım, uluslararası hukuk normlarına uygun olarak mazlumların haklarının korunması yönünde kararlı bir duruş sergilediğini ortaya koydu.

1 ay önce
116










English (US) ·