
Program kapsamında, ağustosta son 45 ayın en düşük seviyesine gerileyen enflasyon eğiliminin devam etmesi için kapsamlı önlemler alınacak. Temel hedef, enflasyon oranının program dönemi boyunca tek haneli seviyelere indirilmesi ve fiyat istikrarının sağlanması olarak belirlendi.
Bu doğrultuda para, maliye ve gelir politikaları eş güdümlü bir şekilde uygulanacak. Toplam talep koşullarının enflasyona düşüş yönünde katkısı devam ederken, arz yönlü politikalarla bu etki desteklenecek. Böylece gelir dağılımında daha dengeli bir yapı sağlanacak ve kalıcı refah artışı desteklenecek.
ENFLASYONDAKİ ATALET KIRILACAK
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), enflasyonla mücadelede tüm politika araçlarını etkin şekilde kullanacak. Para politikasında enflasyon hedeflemesi uygulaması sürecek ve dalgalı döviz kuru rejimi korunacak. Sağlıksız fiyat oluşumları veya aşırı oynaklık dışında döviz kurları serbest piyasa koşullarına göre belirlenecek.
Program dönemi boyunca yönetilen ve yönlendirilen fiyatların enflasyon hedefleri ile uyumu artırılacak, enflasyon beklentileri etkin şekilde yönetilerek fiyatlarda katılık oluşması engellenecek.
GIDA ENFLASYONU VE TARIMDA YENİ ÖNLEMLER
Gıda enflasyonunun kontrolü için tarım sektörü öncelikli olacak. Üretim kapasitesi ve arz güvenliği artırılarak enflasyonun arızi
şoklara karşı duyarlılığı azaltılacak. Tarımsal ürün alım fiyatları, piyasa dinamikleri ve kamu maliyesi etkileri göz önünde bulundurularak belirlenecek.
Ayrıca, stratejik tarım ürünlerinde hedef yeterlilik oranları oluşturulacak, üretim planlaması yapılacak ve arz-talep ile ihracat-ithalat değişimleri erken uyarı yaklaşımıyla takip edilerek fiyat istikrarı sağlanacak.
TASARRUF VE YATIRIM ARAÇLARI GELİŞTİRİLECEK
OVP kapsamında Türk lirası cinsinden tasarruf ve yatırım araçları geliştirilecek ve kaynakların programa uygun alanlarda kullanımı teşvik edilecek. Kısa ve uzun dönemli gayrimenkul kira kontratları, belirli standartlarda dijital platforma aktarılacak.
ENFLASYON HEDEFLERİ
Yeni OVP’ye göre enflasyonun yıl sonunda yüzde 28,5 seviyesinde gerçekleşmesi öngörülürken, 2026 yılında yüzde 16, 2027’de yüzde 9 ve 2028’de yüzde 8 seviyelerine gerilemesi hedefleniyor.