Türkiye'ye ait bir C-130 tipi askeri kargo uçağı Gürcistan'da düştü. Kaza sonrası bölgede yapılan çalışmalarda 20 askerimiz şehit olurken naaşları Türkiye’ye getirildi. Hem Adli Tıp Kurumu’na sevk edilen kahramanlarımızın son görüntüleri hem de yangın söndürme uçağının düşmesi sonucu şehit olan pilotun haberi stüdyoda duygusal anlar yaşatırken, Gazeteci Abdülkadir Selvi, “Bu yayınlar çok ağır yayınlar. Şimdi cenaze araçlarının içinde şehitlerimizin naaşı taşınırken o zaman şunu düşündüm: Ankara'dan hangi duygularla uğurlanmışlardı?” dedi.
Gürcistan'da Türkiye'ye ait C-130 askeri kargo uçağının düşmesi sonucu şehit düşen 20 kahraman askerimizin naaşları yurda getirildi. Naaşların Adli Tıp Kurumu'na götürüldüğü anlar A Haber ekranlarında da an be an yayınlanırken stüdyoda duygusal anlar yaşandı.
"ALLAH BU MİLLETE BAŞKA ACI GÖSTERMESİN"
Şehit düşen 20 kahraman askerimizin hemen ardından yangın söndürme uçağının düşmesi sonucu şehit olan pilot haberiyle konuşmakta zorlanan Askeri Stratejist Eray Güçlüer, "Ne diyeceğimi bilemiyorum. Gerçekten çok üzücü. Allah bu millete başka acı göstermesin" diyerek şunları söyledi:
Hakikaten ne diyeceğimi bilemiyorum. Gerçekten çok üzücü. Allah bu millete başka acı göstermesin. Teknik olarak bu uçak hava şartlarından daha kolay etkileniyor. Pilotlara bu raporlar verilir. Muhtemelen kalkış esnasından uygun hava şartları oluşmuştur ama yüksek arazine ani hava şartları değişebiliyor.
(fotoğraf - ahaber.com.tr - ekran görüntüsü)
"EN ZORLANDIĞIM YAYINLAR ŞEHİT CENAZELERİ OLDU"
Şehit cenazelerine ilişkin yapılan yayınların en zor ve ağır yayınlar olduğunu belirten Gazeteci Abdulkadir Selvi, meslek hayatında da en zorlandığı yayınların yine şehit cenazelerinde yaptığı yayınlar olduğunu belirterek şöyle konuştu:
Bu yayınlar çok ağır yayınlar. Ben meslek hayatımda en çok zorlandığım yayınlar şehit ailelerinin evlerinden, şehit cenazelerinden yaptığım yayınlar oldu. Allah milletimin, milletimizin yardımcısı olsun. Tabii bir acı bitmeden yeni bir acı haberi daha aldık. Şehitler Tepesi boş kalmıyor ama bunlar çok büyük acı veriyor. Şimdi cenaze araçlarının içinde şehitlerimizin naaşı taşınırken o zaman şunu düşündüm: Ankara'dan hangi duygularla uğurlanmışlardı?
"ONLAR BU MİLLETİN EVLATLARI"
Evlerinden nasıl çıkmışlardı? Ve Ankara'ya dönüş yolunda hangi sevinçle evlerine, çocuklarına kavuşacaklarını düşünüyorlardı? İşte uçakla gittiler, cenaze arabalarıyla döndüler. Bunlar bir hayat, hepsi. Hepsi ayrı bir dünya. Çocukları var, eşleri var, sevenleri var, anneleri var, babaları var, kardeşleri var. Onlar yaşıyorlar ama onlar için hayat çok zor oluyor. Elbette ki şehitler sadece onların şehitleri değil, bu milletin evlatları.
(fotoğraf - ahaber.com.tr - ekran görüntüsü)
"PEYGAMBERLERDEN SONRA GELEN BİR MAKAM"
Tabii ateş düştüğü yeri yakıyor. Çok büyük acı. Allah rahmet eylesin. Mekanları cennet olsun. Allah ailelerine sabır versin. Şehitlik mertebesine ulaşmak çok zor. Peygamberlerden sonra gelen bir makam olarak anlatılıyor şehitlik makamı. Ama tabii geride bırakanların ona dayanması da çok zor. İşte bulundukları yerlerde kan örnekleri verilmesi istendiğinde onlar Ankara'ya gelmek istiyorlar. Bir kısmı da zaten gelmişti, Keçiören'deki Adli Tıp Kurumu'nun kapısındaydı. Yani gülerek uğurladığın insanı cenaze arabasında karşılamak çok zor, çok çok ağır bir şey olsa gerek.

1 saat önce
27










English (US) ·