Son dakika... AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: Nükleer tehlike ortaya çıkıyor

1 hafta önce 29

Oluşturulma Tarihi: Haziran 23, 2025 18:03

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti MKYK sonrası açıklamalarda bulundu. Çelik, "Nükleer tesislerin üzerine bomba yağdırılıyor. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu, sızıntıdan bahsetmişti.  Bu bütün bölgeyi büyük sıkıntılarla karşı karşıya bırakacak bir durum doğurabilir. Rusya-Ukrayna çatışmasında, dikkat çekilen nükleer tehlikenin çok daha vahim bir tablo olmasına rağmen İran’daki nükleer tehlikenin gündeme getirilmemesi son derece ibret vericidir" dedi.

İşte AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in açıklamalarından öne çıkan satır başları:

İsrail’in İran’a saldırısını, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırımı ve Rusya -Ukrayna çatışmasını her zaman MKYK’da kapsamlı bir şekilde ele alıyoruz. Bu kez de Dışişleri Bakanlığımızın sunumu çerçevesinde ele aldık. Meclis’teki gündemle ilgili grup başkanımız MKYK’mızı bilgilendirecek. İsrail’in yaptığı bu haksız, hukuksuz ve vahşi saldırı dünyanın önünde açık bir çatışmadır. İsrail tarafından sivil halkın yok edilmesi, doğrudan sivil insanların üzerine bomba yağdırılması söz konusu. Bunun yanı sıra nükleer tehlikenin ortaya çıkmasını hep beraber takip ediyoruz. Nükleer tesislerin üzerine bomba yağdırılıyor. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu, sızıntıdan bahsetmişti.  Bu bütün bölgeyi büyük sıkıntılarla karşı karşıya bırakacak bir durum doğurabilir. Rusya-Ukrayna çatışmasında, dikkat çekilen nükleer tehlikenin çok daha vahim bir tablo olmasına rağmen İran’daki nükleer tehlikenin gündeme getirilmemesi son derece ibret vericidir.

"İSRAİL BM ŞARTLARINI İHLAL ETTİ"

Burada nükleer meselelerden sorumlu kurumlar, İran’daki nükleer tehlike ile ilgili cılız konuşmaktadır. Çünkü bunların ortaya çıkaracağı nükleer tehlike, üzerine düşünülmesi gereken bir konudur. İsrail’in İran’a saldırısıyla BM’nin şartının da ihlal edildiği bir tablo ortaya çıkmıştır. Uluslararası kurumların işlevselliği ve uluslararası hukuk açısından vahim bir manzaradır. İşin ilginci şudur; İran nükleer anlaşmalara taraf bir ülkedir ancak İsrail, nükleer silahları olmasına rağmen nükleer anlaşmalara taraf bir ülke değildir. Ancak İran’ın nükleer silah yapacağını iddia ederek bu saldırıyı başlatmıştır.

"BÖLGEDE KİMSENİN NÜKLEER SİLAH SAHİBİ OLMASINI İSTEMİYORUZ"

Cumhurbaşkanımız, başından itibaren AK Parti’nin prensibini ortaya koymuştur. Biz hiç kimsenin bölgede nükleer silah sahibi olmasını istemiyoruz. Ancak bölgedeki ülkelerin nükleer silah çalışmalarını bile tehdit olarak görenler İsrail’in nükleer silah sahibi olmasını gayet doğal karşılamamızı istiyorlardı. Cumhurbaşkanımız siyasi hayatının her safhasında buna itiraz etmiştir. Hatta Cumhurbaşkanımız, çatışmaları yokken Newyork’ta bulunduğumuz BM Genel Kurulu marjında pek çok liderle görüşme yaptı. O zaman Netanyahu’nun görüşme isteğini kabule etmişti. Orada kendisine dedi; Başkalarının nükleer çalışmalarını eleştiriyorsunuz ama kendiniz nükleer silah sahibiniz diye. Burada uluslararası sorunların çözümü açısından da zafiyet çıkmıştır. Oda şudur: Umman’da AB ile İran arasındaki müzakereler devam ederken bu saldırı yapılmıştır. Aslında İsrail’in saldırısı müzakere masasına yapılmıştır. 

"NÜKLEER TEHLİKE KONUŞULMUYOR, HÜRMÜZ BOĞAZI’NIN KAPATILMASI KONUŞULUYOR"

İran tarafının açıklamalarından anladığımız kadarıyla müzakereler devam ettiği için herhangi bir saldırının olmayacağını değerlendirmişler. İsrail’in müzakere masasına saldırma tutumu içerisinde olduğu net bir şekilde görülmüştür.  Bugünkü gündem Hürmüz Boğazı’nın İran tarafından kapatılıp kapatılmayacağıdır. Tabi ki kapatılmasının petrol fiyatlarından tedarik zincirine kadar pek çok alanda olumsuz etkisi olacaktır. Burada nükleer tehlike ortadayken burada iki şey dikkat çekiyor. Nükleer tehlike Hürmüz Boğazı’nın kapatılmasından daha büyük bir tehlikeyken, nükleer tehlike konuşulmuyor ve Hürmüz Boğazı’nın kapatılması konuşuluyor. İkincisi saldırgan taraf İsrail olduğu halde İran’ın saldırganlığı üzerine cılız cümleler kuranlar İran’ın cevap vermemesi gerektiğini ya da İran’ın cevabının çok vahim sonuçlar doğuracağını söylüyorlar. Hâlbuki başlatan İsrail’dir. Ayrıca İsrail’in doğduran sivil hedefleri vurduğunu görüyoruz. Hastaneyi, üniversiteyi vuruyor, sivil alt yapıyı hedefliyor. Nükleer tesisleri bahane ederek İsrail’in İran’a saldırılmasının bir meşruiyeti yok. O zaman sivil halkı neden vuruyorsunuz? Bu gayrimeşru bir saldırıdır. Biz İran’a yapılan her türlü saldırıyı kınıyoruz. İran’ın güvenliğini, milli egemenliğini ve toprak bütünlüğünü sonuna kadar destekliyoruz. BM üyesi bir ülkenin hukuka aykırı bir şekilde saldırıya uğraması hiçbir şekilde kabul edilemez.

Üstelik bunu yaparken İran iki ay içerisinde silah üretecek, üç ay içerisinde silah üretecek diyenlerin son on yıldır üç ay sonrasına, 6 ay sonrasına tarih vererek sürekli söyledikleri görülüyor. 7 Ekimden sonra Netanyahu Davit Koridorunu kurmaktan bahsetti, Orta Doğu’nun haritasını değiştirmekten ve kehanetlerden bahsetti. Suriye’ye, Lübnan’a, İran’a yapılan saldırılar, bunun İsrail’in kendini savunması olarak kodlayanlar esasında bu tablo karşısında söyleyecek sözlerinin kalmadığını fark etmeliler. Bunun İsrail’in güvenliği ile ilgisi yoktur. Netanyahu hükümetinin saldırganlığıdır ve soykırım şebekesinin saldırgan bir örgüt olarak davranmasıdır.

"TSK HER TÜRLÜ TEDBİRİ ALDI"

Burada saldırı ile ilgili bilgi alındıktan sonra Cumhurbaşkanımızın talimatı ile TSK, ve diğer birimler Türkiye’nin güvenliği açısında karadan, havadan ve denizden gerekli tedbiri almıştır. Teyakkuz durumuna geçilmiştir. MİT ve içeride olabilecek provokasyonlara karşı iç güvenlik birimleri bu görevleri yerine getirmiştir. ABD’ni saldırısından sonra bölgede derinlemesine ve genişlemesine yönelik çok daha derin bir çatışmamanın ortaya çıkabileceği bir tablo ortaya çıktı. İran’ın misillemesi ile ilgili haberle takip edilirken İsrail’in saldırısını devam ettiğinin altını çizmek lazım. Bugün yine İsrail sivil alt yapıyı vurdu. En tehlikeli konulardan bir tanesi rejim değişikliği meselesinin konuşulmasıdır. 

Habere git