Ölen bakteriler, hayatta kalan akrabalarına besin bırakıyor!

1 gün önce 63

Çalışmada, bakterilerin Lon proteaz adlı bir enzim sayesinde öldükten sonra bile proteinleri parçaladığı ortaya çıktı. Bu parçalanan proteinler daha küçük peptitlere dönüşerek çevredeki sağlıklı bakteriler için bir besin kaynağı haline geliyor. Daha önce Lon proteazın hücre içinde protein dengesini sağladığı biliniyordu, ancak ilk kez ölüm sonrası bu enzimin aktif kaldığı görüldü.

Araştırmacılar, Lon proteaz geni çıkarılmış bakteriler üreterek bu enzimin ölüm sonrası besin üretiminde kilit bir rol oynadığını doğruladı. Ancak, Lon proteaz üretmeyen bakteriler bile ölen hücrelerden gelen besinlerden faydalanabiliyor. Bu durum, bakterilerin yalnızca kendi hayatta kalmalarını değil, aynı zamanda klonlarının da yaşamasını destekleyen bir evrimsel strateji geliştirdiğini gösteriyor.

Durham Üniversitesi’nden biyokimyacı Martin Cann, “Bu keşif, ölüm sonrası biyokimyayı beklenmedik bir şekilde aydınlatıyor ve besin geri dönüşümüne dair anlayışımızı yeniden şekillendiriyor,” dedi.

Bilim insanları, benzer ölüm sonrası biyolojik süreçlerin sadece bakterilerle sınırlı kalmayabileceğini düşünüyor. Önceki araştırmalar, yeşil algler ve yaprak çürümesi gibi süreçlerin de çevredeki organizmalara fayda sağlayacak şekilde gerçekleştiğini göstermişti.

Ölen bakterilerin geride bıraktığı besinler, tıpkı doğada organik madde döngüsü gibi, bakteriyel topluluklar için de kritik bir rol oynuyor. Bu keşif, bakterilerin sadece bireysel değil, aynı zamanda kolektif bir hayatta kalma stratejisine sahip olduğunu ortaya koyuyor.

Gelecekte bu ölüm sonrası süreçlerin kontrol edilebileceği düşünülüyor. Özellikle bakteriyel hastalıkların büyümesini sınırlamak veya biyoteknoloji alanında yararlı bakteri gelişimini teşvik etmek için bu mekanizmalar üzerinde çalışmalar yapılabilir.

Cann, “Ölümü genellikle bir son olarak düşünürüz; bir organizma öldüğünde sadece çürür ve çevresindeki diğer organizmalar tarafından besin olarak tüketilir. Ancak bu araştırma, ölümün bir organizmadaki biyolojik süreçlerin sonu olmadığını gösteriyor,” diyerek bu keşfin ne kadar önemli olduğunu vurguladı.

Habere git