Nevşehir ve Kapadokya bölgesinde düğün öncesinde yapılan "Gelin Ağlatma" töreni, genç kızın baba evinden ayrılışını simgeleyen en önemli geleneklerden biri.
Tören sırasında, gelinin yakınları ve arkadaşları onun etrafında toplanarak özel türküler ve ağıtlar söylüyor.
Geleneksel olarak bu türkülere kayınvalide, anne, baba, kardeşler ve yakın arkadaşlar da eşlik ediyor. Amaç, gelinin baba evini, ailesini ve geçmişini hatırlayarak gözyaşı dökmesini sağlamak. Bu tören, bir yandan eski hayatına veda eden geline destek olurken, diğer yandan evliliğin getirdiği sorumlulukları hatırlatıyor.
TÜRKÜLER VE AĞITLAR BİR BİR SIRALANIYOR
Gelin ağlatma töreninde en çok söylenen türkülerden biri “Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar” adlı halk türküsü. Bu türkü, gelinin ailesinden uzaklaşmasını ve yeni hayatına alışma sürecini anlatan en duygusal ezgilerden biri olarak kabul ediliyor.
Bazı köylerde ise, gelinin çocukluk anılarının anlatıldığı özel ağıtlar yakılıyor. Örneğin:
"Anam beni büyüttü, kınalar yaktı"
"Babam bana bir kese altın taktı"
"Şimdi gidiyorum, el kapısına"
💔
Bu sözler, hem gelini hem de ailesini derinden etkileyerek töreni gözyaşlarıyla dolduruyor.
Gelin Kınası ve "Eğdirme" Geleneği
Törenin en önemli bölümlerinden biri de gelin kınası yakılmasıdır. Gelinin avuç içine yakılan kına, onun yeni ailesine ve eşine olan bağlılığını temsil eder. Ancak kına yakılırken gelin avuçlarını açmazsa, bu baba evine veda etmeye hazır olmadığını gösteren bir işaret olarak kabul edilir.
Bazı köylerde, gelinin saçına kırmızı bir tül örtülerek "eğdirme" ritüeli yapılır. Bu, gelinin annesi tarafından son kez saçının okşanması anlamına gelir. "Eğdirme" sırasında anne, kızının alnından öper ve dualar ederek onu yeni hayatına uğurlar.
Gelin Ağlatma Geleneği Günümüzde de Yaşatılıyor!
Modern düğünlerde bile bu gelenek farklı şekillerde yaşatılmaya devam ediyor. Günümüzde, bazı gelinler sosyal medyada bu anları paylaşarak, duygusal veda törenini takipçileriyle buluşturuyor.