
Kaynak:Hürriyet
TCMB’den gelen 300 baz puanlık indirim, beklentileri karşılarken piyasalara yansımaları ise olumlu oldu. Karar sonrası borsada “beklenti bitti” satışları gelse de bunlar çok sınırlı kaldı. Piyasalar bir süredir zaten olası bir faiz indirimini fiyatlıyordu. BIST100 Endeksi’ni 9 binli seviyelerden 10 binin üzerine taşıyan önemli gerekçelerden biri de faiz indirimi beklentisiydi. Bu açıdan faiz kararı sonrası kısa süreli satış denemelerini olağan karşılamak gerekir.
‘HAVUÇ’ İŞLEVİ GÖRECEK
Öte yandan PPK’nın toplantı metnindeki “Yakın döneme ilişkin veriler, talep koşullarının dezenflasyonist etkisinin arttığını göstermektedir” vurgusu, piyasalar tarafından önümüzdeki dönemde de faiz indirimlerinin devamının geleceği şeklinde değerlendirildi. 2025 yılı içinde 11 Eylül, 23 Ekim ve 11 Aralık olmak üzere 3 toplantı daha var. Bu açıdan bakılınca faiz konusunda yeni bir gelişme en azından bir süre daha olmayacak. Ancak perşembe günkü faiz kararı önümüzdeki döneme ilişkin bir moral kaynağı oldu. Hem faiz indirim sürecinin başlaması hem de piyasaların beklenti ihtiyacını karşılayacak “havuç” işlevi görecek bir gelişme bu.
Yıl sonu için yüzde 35 faiz tahminleri ağırlık kazanıyor. Bu tahmine ulaşmada enflasyon belirleyici olacak. Yine TCMB toplantı metninde “Öncü veriler temmuz ayında aylık enflasyonun aya özgü unsurlarla geçici olarak artacağına işaret etmektedir” denilse de enflasyon hızında belirgin bir yavaşlama var. Döviz kurlarının seyri yine bu aşamada belirleyici olacak. Faiz, piyasaların ve ekonominin en önemli göstergelerinden biri. Bu açıdan piyasaların olduğu kadar reel ekonominin de seyrini önemli ölçüde etkiler. Orta vadede yavaşlayan ekonomiye bir can suyu olmasının yanı sıra yüksek finansman giderleri sorununun hafiflemesine de neden olabilir. Faiz düşüşünün piyasalardaki ilk etkileri borsa üzerinde oldu. Borsalar bugünü olduğu kadar geleceği de fiyatlar. Bu noktada borsalarda “fiyat önden gider olay peşinden gelir” sözüne bir atıf yapmış olalım. Faiz borsaların en ciddi rakibidir. Stopaj artışını da dikkate aldığımızda faiz gelirlerinin azalması diğer alternatiflere olumlu yansıyacaktır.
MEVDUATTAN BORSAYA KAYMA OLUR MU
Reel faiz konusuna da dikkat çekmek yararlı olacak. Faizle birlikte enflasyon da düşüyorsa reel faiz önemli ölçüde korunacak demektir. Enflasyon için yıl sonu tahminleri yüzde 24 ile yüzde 29 aralığında, TCMB faiz tahmini ise yüzde 35 gibi şekilleniyor. Stopajı hesaba katsak da enflasyona karşı az veya çok bir koruma sağlıyor. Borsa için bu bağlamda, faiz indirimi bir güç verse de çok güçlü beklentiler ve trendler “henüz” oluşmuş değil. Kabaca bir hesapla BIST100 Endeksi 14.000-14.500 seviyesine yükselir ise faiz getirisini karşılayacak. Borsa bu seviyeye ulaşır diye bir garantiden söz etmek mümkün değil. Belki bu seviyeyi geçecek, belki bu noktanın altında kalacak? Belirsizlik var ama diğer tarafta garantili bir getiri söz konusu. Hisse bazında çok daha yüksek getiriye sahip olanlar çıkacaktır o ayrı.
Mevduattan borsaya bir kayma olabilir mi sorusuna net bir cevap vermek bu aşamada zor. Önümüzdeki dönemde, reel ekonominin hızlanmasıyla güçlü şirket bilançoları görmeye başlarsak durum daha farklı olabilir. Gelecek haftadan itibaren 06/2025 dönem bilançoları daha yoğun şekilde açıklanmaya başlayabilir. Konsolide olmayan banka ve şirketlere ilişkin ikinci çeyrek finansal sonuçlar için Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) son gönderme tarihi 11 Ağustos 2025, konsolide şirket ve bankalar için ise 19 Ağustos 2025 olarak belirlendi. Bu açıdan bir süre bilanço takip edeceğiz. Bilançolarla ilgili beklentiler 03/2025 veya 12/2024 dönemlerinden çok farklı değil. Enflasyon muhasebesi ve ekonomideki yavaşlama süreci geçen çeyrekte korunduğuna göre bu dönem bilançoları için de çok güçlü beklentiler yok. Bununla birlikte her dönem olduğu gibi çok iyi performans gösteren şirketler de çıkacaktır.
Bir diğer nokta, son dönemde hisse bazlı hareketlenmelerde bilanço beklentilerinden çok faiz düşerse hangi sektör veya hisselere daha çok yarar gibi bir anlayış öne çıkmış durumda. Gerçi faiz düşüşünün iyi gelmeyeceği sektör ve hisse olmasa gerek. Ancak faize en duyarlı sektörler olarak bilinen bankacılık ve konut (GMYO) bu yöndeki fiyatlamada öne çıktı.
Cuma akşamı Moody’s’den gelen Türkiye’nin kredi not artışının piyasalar üzerindeki etkisi olumlu ancak sınırlı kalabilir. Borsa İstanbul’da iyimserlik sürüyor.
ALTIN KÂR SATIŞLARININ ETKİSİNDE
Dış piyasalarda artan risk iştahıyla iyimserlik devam ediyor. ABD-Japonya arasında tarifeler konusundaki anlaşma piyasalara olumlu yansıdı. Bu gelişme en belirgin şekilde borsalar ve altın fiyatları üzerinde kendini gösterdi. ABD borsalarında yeni zirveler oluştu. Almanya ve Japonya zirvelerine yakın hareket ediyor. Bu durum diğer borsaları da etkisi altına aldı.
Altında ise kâr satışları derinlik kazanmaya başladı. Önce Ortadoğu’da sıcak savaşın bitmesi, ardından ABD-Japonya arasındaki gümrük tarifeleri konusundaki anlaşmanın 1 Ağustos için referans kabul edilmesi ve AB ile de anlaşma umutlarının artması jeopolitik riskleri zayıflattı. Bu durum “güvenli liman” ihtiyacının azalmasına neden oldu. Ayrıca ABD dolarındaki değer kaybının durması altın fiyatlarında kâr satışlarına hız kazandırdı.
Bu durum iç piyasalarda gram/TL altın fiyatları üzerinde de kâr satışı olarak kendini gösterdi. Yaşanan geri çekilmelerde, ons fiyatında 3.325 dolar, gram/TL fiyatında 4.300 destek noktaları kısa dönem için önemli görülüyor. Diğer yandan Avrupa Merkez Bankası beklendiği üzere faizi yüzde 2.15 ile sabit bıraktı. Son gelişmelerin piyasa parametrelerine yansımalarını; Altın ve gümüş fiyatlarında düşüş, dolarda hafif değerlenme, Euro’da zayıflama, ABD tahvil faizleri ve petrol fiyatlarında ise düşüş şeklinde özetlemek mümkün.
ABD 10 yıllık tahvil faizi yüzde 4.38, Euro/dolar paritesi 1.1742, dolar endeksi 97.64, altının ons fiyatı 3.337 dolar, gümüş 38.16 dolar, brent petrol 67.59 seviyelerinde seyrediyor.
Önümüzdeki hafta yoğun ve önemli gündem konuları var. 30 Temmuz’da faiz değişimi beklenmeyen Fed faiz kararı var. Cuma günü ise ABD tarım dışı istihdamı yakından takip edilecek. Ayrıca ABD ve Almanya büyüme (GSYH), Euro Bölgesi enflasyonu (TÜFE) açıklanacak önemli veriler arasında olacak.
YABANCI ALIMLARI DEVAM EDİYOR
TCMB verilerine göre 18 Temmuz ile biten haftada; yabancı yatırımcılar hisse senetleri ve tahvil bonoda alımlarına devam etti. Haftalık bazda hisse senetlerinde 209 milyon dolar, tahvil bonoda 36 milyon dolar olmak üzere toplamda 245 milyon dolarlık sıcak para girişi oldu. Hisse senetlerinde son dört haftadır yabancı alımları sürdü ve yaklaşık 870 milyon dolara ulaştı. Dış finans çevrelerinin bakışını göstermesi açısından önemli görülen Türkiye’nin risk primindeki (CDS) gerileme, TCMB faiz kararı sonrası ivme kazandı ve 19 Mart sonrası en düşük seviye olan 277’ye çekildi.
TCMB rezervlerinde toparlanma ise devam ediyor. TCMB brüt rezervleri 2.3 milyar dolar artışla 168 milyar dolar olurken swap hariç net rezervler 44 milyar dolara yükseldi. Bankalardaki yurtiçi yerleşiklerin yabancı para mevduatı ise 1.9 milyar dolar artışla 194 milyar dolara yükseldi.
TCMB faiz indirim sürecinde çok yakından takip edilecek kalemlerden biri de döviz mevduatı olacak. Faiz düşüşü ile dövize yönelim olacak mı sorusunun cevabı önümüzdeki günlerde netleşecek. Ancak yoğun bir yönelim olması zayıf ihtimal. Faizler halen yüksek ve reel faiz önemli ölçüde korunuyor. TCMB rezervlerindeki ciddi toparlanma ve elinin kuvvetlenmesi ayrıca önemli. Döviz kurlarında ise tedrici bir yükseliş gözleniyor. Agresif bir hareketlenme yok. Gündemde olağandışı bir gelişme olmadığı taktirde mevcut görünüm korunabilir.
BORSADA 10.750 ÖNEMİNİ KORUYOR
Borsada çıkış hareketi kâr satışlarına rağmen sürüyor. Çıkışın devamı ve son bir yıldır yaşanan “düzeltme” sürecinin tamamlanması için trend direnci olan 10.750 seviyesinin üzerinde kalınması önemli olacak. Bu seviyenin üzerinde verilecek dirençler 10.900 ve 11.250 seviyelerinde. Geri çekilmelerde ilk destekler ise 10.570 ve 10.450 seviyelerinde bulunuyor. Sonraki destekler ise 10.150-10.000 olarak görülüyor. Endekste satış denemelerine rağmen çıkış hareketi gücünü koruyabilir.
Yukarıda yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir, yatırımcı profilinize uymayabilir.