Makine ihracatı 'miktar bazında' düşerken 'Suriye' umut oldu

5 gün önce 30

Ferit PARLAK

Makine İhracatçıları Birli­ği (MAİB) makine ima­lat sanayi konsolide ve­rilerine göre, yılın ilk 11 ayında Türkiye'nin serbest bölgeler dâhil toplam makine ihracatı 25.8 mil­yar dolarla geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre gerilerken, Suri­ye’nin yeniden yapılanma olasılı­ğının güçlenmesiyle umutlandı.

Egemenlik kavgaları, korumacı­lık ve rekabet gücü kaybı üçgenin­deki gelişmiş ekonomilerin öte­sindeki değişimlere dikkat çeken Makine İhracatçıları Birliği Baş­kanı Kutlu Karavelioğlu, Suriye gündemine değindi. Karavelioğlu, “Suriye başarır da istikrarlı bir de­mokrasiye kavuşursa, hemen aka­binde başlayacak imar, iskân ve endüstrileşme süreçlerinin maki­ne sektörü özelinde hangi hizmet, konfor ya da üretim gereçlerini ön­celiklendireceğini kestirmek zor değil” dedi.

“400 milyar dolar kaldıraç etkisi yaratır…”

Karavelioğlu, “BM’nin Suri­ye’nin yeniden imarı için 400 mil­yar dolar gerektiğini açıklaması ve eskisinden iyi olacağına yönelik algı bile demir-çelik, çimento gibi inşaat malzemeleri üreticileri için muazzam bir kaldıraç etkisi sağla­dı” diye konuştu.

Türkiye’nin özellikle deprem sonrası dönemde çok geliştirdi­ği iş ve inşaat makineleri sektö­rünün, Suriye’de sahaya en hızlı girenlerden biri olacağına vurgu yapan Karavelioğlu, “Bazıları yok olmuş birçok faaliyet biçiminin ve hafif sanayinin yeniden doğu­şu için gerekli makine ihtiyaçları, hibeler de dahil olmak üzere bir­çok ülke ve kurum tarafından fon­lanacaktır.

Fakat biz sosyal enteg­rasyon, tarihi bağlar ve yakın kom­şuluk ilişkilerimizin sektörümüze fırsattan çok, sorumluluk getirdi­ğine inanıyoruz. Spekülasyon için bile erken olmakla birlikte, bugün dış ticaretinin üçte ikisini Türki­ye ile yapar halde olan Suriye’nin rakiplerimiz için de Irak ve Rus­ya kadar önemli bir alıcı olacağı­nı düşünmek, Türk makinelerinin komşu coğrafyalardaki doğal üs­tünlüğünü orada da hayata geçir­menin yöntemlerini kurgulamak gerekir” şeklinde konuştu.

"Şimdiden kurgulamak gerekiyor"

Türkiye’nin deprem sonrası sü­reçte daha da gelişen iş ve inşa­at makineleri sektörünün, Suri­ye’nin yeniden inşasında mevcut bütün imkânlarıyla sahada olaca­ğını belirten Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğ­lu, “Bazıları yok olmuş birçok faa­liyet biçiminin ve hafif sanayinin yeniden doğuşu için gerekli maki­ne ihtiyaçları, hibeler de dahil ol­mak üzere birçok ülke ve kurum ta­rafından fonlanacaktır. Suriye’nin, rakiplerimiz için de Irak ve Rus­ya kadar önemli bir alıcı olacağı­nı düşünmek, Türk makinelerinin komşu coğrafyalardaki doğal üs­tünlüğünü orada da hayata geçir­menin yöntemlerini kurgulamak gerekir” dedi.

Fas, İtalya ve Mısır’a ihracatta rekor…

İhracat birim fiyatlarının 7.7 do­lara kadar yükseldiği kasım ayın­da, ilk yirmi pazarımızdaki en bü­yük artışlar yüzde 47.4 ile Fas’ta, yüzde 23,3 ile İtalya’da ve yüzde 22,2 ile Mısır’da sağlandı. İlk üç büyük pazarı oluşturan Almanya, Rusya ve ABD’de kg başına orta­lama birim ihraç fiyatları 10,3 ila 12,9 dolar arasında değişti.

TÜİK verilerine göre; ekonomik bölgeler içinde en yüksek artışın yüzde 17,5 ile NAFTA ve yüzde 9,1 ile MERCOSUR’da sağlandığı ilk 10 ay sonunda, en büyük kayıp yüz­de 22,8 ile ASEAN’da ortaya çıktı.

İthalat daha fazla düşünce, açık geriledi…

Yıllıklandırılmış makine ithala­tının yüzde 2.6 düşmesiyle makine dış ticaret açığı 15,9 milyar dolara geriledi.10 ayda ithalatı yüzde 21,4 gerileyen traktörler ve tarım maki­neleri ihracat fazlası veren sektör­ler arasına katılırken, ithalatı yüz­de 15 artan klima ve sistemleri açık vermeye başladı.

“Avrupa endüstriyel trend eğilimlerinde güç kaybediyor”

İki yıldır süren Ukrayna-Rusya savaşının yanında, Orta Doğu'da artan gerilimlerin ve Çin-Tayvan gibi potansiyel tehditlerin gölge­sinde ticaret alanındaki yeni kü­resel denklemi değerlendiren Başkan Kutlu Karavelioğlu, “Je­opolitik istikrarı alt üst eden bu belirsizlik döneminde, hiçbir ge­leneksel kurum ve kurala bağ­lı kalmayacağını beyan eden bir yönetim anlayışının başa geldiği ABD rakip olarak gördüğü herkes­le mücadele etmeye hazırlanıyor.

Okyanusun diğer yakasındaki Av­rupa Birliği ise gerek enerji politi­kaları gerekse bürokrasinin regü­lasyon ve direktif yanlısı tutumu nedeniyle bütçe disiplininden da­ha da uzaklaşmış görünüyor” dedi.

Karavelioğlu, “Sektörel tepe ör­gütleri sıklıkla kurallara bağlı re­kabet döneminin sonuna gelin­diğini ama AB’nin buna hazırlan­makta geç kaldığını vurguluyorlar. AB için bu durumu derinleştiren bir unsur da yeşil dönüşüm süreci nedeniyle fosil enerjiden mahrum kalmaları ve hızla azalan doğalgaz rezervlerinin yeni bir enerji krizi başlatma ihtimali… Yüksek üre­tim maliyetleri nedeniyle Avru­pa’daki birçok fabrikanın üretimi­ni kısmak zorunda kalma ihtimali artıyor.

Avrupa’da 2,8 trilyon euro ciro ve 11,7 milyon istihdamı tem­sil eden ORGALIM makine sek­törünün 2024 kayıplarının ciroda yüzde 5,3’e, yatırımda yüzde 3,9’a, istihdamda yüzde 1’e varacağını açıkladı. Gerilemenin süreceğini belirtirken, 2025’le birlikte üst üs­te 3 yıl daralmış olacak olan sektör­deki temel sorunu, AB’nin rekabet­çiliğinin erimeye devam etmesine bağladı.”

Almanya’daki gerileme…

Bu bocalamanın yoğun bir sana­yisizleşme kaygısını beraberinde getirdiğine dikkat çeken Karave­lioğlu, “Yükselen tehdit algısı Al­man federal hükumetlerini büyük işletmelere geçici süreyle ortak ol­maya dahi ikna etmiş görünüyor. Makine ihracatımız içinde belir­leyici paya sahip olan Almanya'da endüstriyel üretim gerilemesi son 2 yılda yüzde 8,3 düzeyinde ger­çekleşti. Almanya ve Fransa’daki siyasi belirsizlik, bu ülkelerin en­düstriyel trend eğilimlerindeki güç kaybı ve eurodaki düşüş bir sü­re daha devam edebilir.

Avrupa’da­ki ihracat iklimi endeksini geriye götüren bu süreç, makine gibi yük­sek teknoloji sınıfına sahip sektör­ler için ciddi bir sorun gibi görün­mekle birlikte, endüstrinin çeper ülkelere yayılmasını hızlandırabi­lecek bir gelişmedir” dedi.

"Yatırım iştahı kesilecek"

Yurt içinde sanayicinin asgari ücret görüşmelerine ve Aralık’ta başlaması muhtemel faiz indirim döngüsüne odaklandığını belir­ten Karavelioğlu, para politikası­nın 2025 yılı beklentilerine etkisi­ne de değinerek, “18 çeyrek sonra negatif bölgeye geçen makine teç­hizat yatırımlarındaki küçülme, üçüncü çeyrekte yüzde 8.6 oldu.

2024 yılını, üretimde yüzde 8 civa­rında bir gerileme ile kapatacağız. İhracatımız geçen seneye çok ya­kın bir değerle 28 milyar dolar ci­varında kapanırken ithalata karşı bir miktar zemin kazanmış olaca­ğız.

Mal ve hizmet tüketimindeki artışın enflasyonun temel sebep­lerinden biri olduğuna dair veriler, ekonomide üretici sektörler aley­hine asimetrik bir denge oluştu­ğunu gösteriyor. Bu süreç imalat­çıların mali gevşeme yönündeki beklentilerini artırsa da piyasada finansman maliyetlerinin bir sü­re daha yüksek gideceği, bunun da yatırım iştahını keserek iç piyasa­daki durgunluğu bir süre daha gö­türeceği görüşü hâkim” dedi.

Makinede dış ticaret açığı 15,9 milyar dolara geriledi

 Makine imalat sanayi konsolide verilerine göre yılın 11 ayı sonunda Türkiye'nin serbest bölgeler dâhil toplam makine ihracatı geçen yılla aynı seviyede 25.8 milyar dolar olarak gerçekleşti. Kasım’da 2.3 milyar dolar makine ihraç eden sektörün ihracatı, aylık bazda yüzde 3.7 geriledi. 11 aylık dönemde ihracatı tonaj olarak azalan makineciler, kg başına ortalama ihraç fiyatlarındaki yüzde 4’lük artışla geçen yılın aynı dönemindeki rakamları yakaladı. Yıllıklandırılmış makine ithalatının yüzde 2.6 düşmesiyle makine dış ticaret açığı 15,9 milyar dolara geriledi.

Bölgesel ve sektörel asgari ücreti tartışmalıyız…

Asgari ücret tartışmalarını değerlendiren Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Açıklanacak oran, iş ve çalışma barışının korunması açısından büyük öneme sahip. OECD verilerine göre ihracatta yerli katma değer oranı Alman rakipleriyle aynı seviyede bulunan ve yüzde 76’lık bu yüksek orana bilgi ve teknoloji yoğun rekabet altında, uzmanlaşmış kadroları ile ulaşan sektörümüz, süreci en iyi yönetmesi gereken ve yönetecek aktörlerden biri olacaktır.

Ancak bir nevi genel gösterge olarak algılanan asgari ücret zammı, hâlihazırda çok üzerinde ücretlerle istihdamını koruyan bizim gibi sektörlerde dahi işlevinin çok ötesinde bir etki yaratmaktadır. Bölgesel ve sektörel farkların arttığı, kayıt dışılığın dünya genelinde yaygınlaştığı bir dönemde, seyyanen uygulanacağı ümidi ya da beklentisi hâkim tek bir oran belirlemenin sıkıntılarını da tartışmalıyız” diye konuştu.

Habere git