Kudüs Başkonsolosluğu önünde provokasyon! İsrail’den “Erdoğan Kudüs’ün kalbinde” isyanı

1 saat önce 24

Kudüs Başkonsolosluğu önünde provokasyon! İsrail’den Erdoğan Kudüs’ün kalbinde isyanı

Doğu Kudüs’teki Türk Konsolosluğu İsrail’i rahatsız etti. Likud milletvekili Amit Halevi ve İsrail Yerleşim Başkanı Orit Stock’un skandal ifadelerle provokatif açıklamaları tepki çekti. Konuyu A Haber’de değerlendiren SETA Araştırmacısı Doç Dr. Muhammed Hüseyin Mercan, önemli açıklamalarda bulundu.

Yapılan skandal ifadeler sonrasında açıklamanın zamanlaması dikkat çekerken İsrail neden Türkiye'den rahatsız oluyor? Sorularını da beraberinde getirdi. Konuyu A Haber canlı yayınına katılarak değerlendirmelerde bulunan SETA Araçtırmacısı Doç Dr. Muhammed Hüseyin Mercan, "Trump planının hayata geçmesinden bu yana işgal devleti unsurlarının, istilacıların yaptığı provokasyonların artık haddi hesabı yok" diye konuşarak çarpıcı bilgiler paylaştı.

İSTİLACILARDAN SKANDAL AÇIKLAMA

Likud milletvekili Amit Halevi ve İsrail Yerleşim Başkanı Orit Stock'un Türkiye'nin Kudüs'teki Başkonsolosluğu'na gelerek, "Erdoğan'ın Kudüs'ün kalbinde olmasını kabul edemeyiz" ve "Türk görmek İstemiyorum" skandal söylemiyle provokatif açıklamalarda bulundu.

"PROVOKASYONLARIN ARTIK HADDİ HESABI YOK"

Şarm el Şeyh'te ateşkes anlaşmasının kabul edilmesinden ve Trump planının hayata geçirilmesinden bu yana istilacıların provokasyonlarının haddi hesabı olmadığını belirten SETA Araştırmacısı Doç Dr. Muhammed Hüseyin Mercan şöyle konuştu:

Şimdi birincisi, çok aşikâr bir provokasyon olduğunu görüyoruz. Zaten Şarm el Şeyh'te ateşkes anlaşmasının kabul edilmesini ve Trump planının hayata geçmesinden bu yana işgal devleti unsurlarının, istilacıların yaptığı provokasyonların artık haddi hesabı yok. Sayıları her gün artıyor ve çeşitleniyor. Örneğin salı günü Birleşmiş Milletler Genel Güvenlik Konseyi'nde Trump planı onaylanıyor, hemen akabinde biz işgal ordusunun Gazze'ye saldırılar gerçekleştirdiğine, Han Yunus'a, Cebaliye'ye, El Zeytun bölgesine ve yine Lübnan'daki bir Filistin mülteci kampına Hamas merkezini vurduk bahanesiyle saldırılar gerçekleştirdiğini gördük. Sadece o gün 19'u çocuk, 25'ten fazla insan Gazze'de, 20 civarında insan da Lübnan'da katledildi. Şimdi buranın bir de sembolik bir anlamı var. Aslında vekil Halevi'nin ifade ettiği şeyler, uluslararası ilişkiler literatürü açısından, egemenlik bağlamında, diplomasi bağlamında zaten başlı başına problemli, hatalı ve gayet saptırıcı, manipüle edici şeyler.

(fotoğraf - ahaber.com.tr - ekran görüntüsü)(fotoğraf - ahaber.com.tr - ekran görüntüsü)

"MEŞRU DEVLET STATİSİNDE DEĞİLLER"

Şimdi burada şöyle temel bir meşru bir devlet olmadığı için bunların hepsini söyleyebilir. Ve her şeyden öte, bizim Kudüs'teki Başkonsolosluğumuz büyükelçilik gibi çalışan ama Filistin Devleti'nin Birleşmiş Milletler nezdindeki statüsünden dolayı ismi başkonsolos olan bir yapı ve bu çerçevede özellikle ülkemiz Kudüs'e vermiş olduğu ehemmiyet dolayısıyla başkonsolosluğa, başkonsolosluk rütbesinde birini değil, büyükelçilik statüsüne, büyükelçi statüsüne sahip birini gönderiyor ve hatta yıllardır devamegelen, artık teamül haline dönmüş bir husus var. İlk büyükelçiliği de Kudüs olmayan kişiler oraya gidiyor. Daha öncesinde başka bir yere gitmiş, büyükelçi unvanını almış, orada görev yapmış birini biz genel itibarıyla Kudüs'e gönderiyoruz. Şimdi aslında burası 242 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararına göre Doğu Kudüs sınırları içinde yer aldığı için, kurulması öngörülen, o zaman planlanan Filistin Devleti'nin toprakları ve doğal olarak bizim oradaki binamız, bağımsız Filistin Devleti nezdindeki temsilciliğimiz. Fakat işgal devletinin 67 sınırlarından sonra o agresif yayılmacı stratejisini devam ettirmesi ve Doğu Kudüs'ü de işgal etmesi, istila etmesinin ardından oluşturdukları de facto durum neticesinde doğal olarak şu an aslında kendileri işgalci statüsünde bulundukları, kendileri başka bir meşru devletin topraklarını işgal ettikleri yerde Türkiye Cumhuriyeti'nin temsilciliğinin önüne gelerek orada başka bir hikaye anlatmaya çalışıyorlar.

(fotoğraf - ahaber.com.tr - ekran görüntüsü)(fotoğraf - ahaber.com.tr - ekran görüntüsü)

"SİYONİST YÖNETİM ORADA İŞGALCİ STATÜSÜNDE"

Şimdi mesela burada Türkiye, Katar ortaklığında bir mahalle diyor. Halbuki o mahalle zaten Doğu Kudüs'teki Filistinlilerin yaşamış olduğu, deyim yerindeyse Filistin Büyükelçiliği gibi işletilmesi bir utançtır, deyim yerindeyse değil, öyle işletiliyor zaten. Bu gayet doğal ve bu açıkçası bizim uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarımız dolayısıyla ortaya çıkan bir husus. Yani biz orada de facto bir durum oluşturmuyoruz. Uluslararası hukuk bize bağımsız Filistin Devleti'ni tanıma hakkını veriyor. Hatta az önce ifade ettiğim gibi Güvenlik Konseyi'nin 242 sayılı kararına göre zaten işgal devleti orada işgalci statüsünde, Siyonist yönetim orada işgalci statüsünde. Böyle bir vasat varken, böyle bir gerçeklik varken benim oradaki misyonumun büyükelçilik gibi işletilmesinden daha doğal bir durum söz konusu olamaz.

"YANLIŞ BİLGİLERLE KAMUOYUNDA ALGI ÇALIŞMASI"

Burada asıl sorgulanması gereken şey, keşke Filistin Devleti'ni tanıyan bütün aktörler Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin uluslararası hukuktaki haklarını kullanarak göstermiş olduğu bu güçlü iradenin bir benzerini yansıtarak orada temsilciliklerini Doğu Kudüs'te açsalar ve "Biz Filistin Devleti'ni tanıyoruz ve bunun gereğini yapıyoruz" diyebilseler. Aslında bu durum olmadığından dolayı bu tür işgalcilerin eline de fırsat doğuyor ve böylece Türkiye Cumhuriyeti'nin oradaki misyon temsilciliğinin önüne gelerek bunu speküle etmeye, süreci manipüle etmeye ve aslında oldukça yanlış bilgiler üzerinden kamuoyunda farklı algılar oluşturmaya çalışıyorlar. Halbuki bunun hiçbiri kabul edilebilir durum değil. Yine ifade ettiğim gibi şu an itibarıyla Knesset üyesi olan bu vekilin söylediği ifadelerin hiçbirinin diplomasi anlamında, uluslararası hukuk anlamında, uluslararası ilişkiler anlamında bir karşılığı yok. Gerçeği saptırıyor. Hatta yalan ifadelerle beraber aslında kendi işgalci vasıflarını maalesef örtmeye çalışıyorlar, bu durumu kanıksatmaya çalışıyorlar.

Habere git