Kübra Ünlü yazdı! Ömrü, Hayata Teyellenmiş Bir Kadının Hikayesi “Annem Ankara”!

1 gün önce 18

Kanal D’nin sezona iddialı başlayan dizisi “Annem Ankara” birinci bölümüyle ekrana geldi. Bergüzar Korel, Mehmet Günsur’un başrollerini paylaştığı dizi izleyiciden tam not aldı.

Yaşamını çocuklarına vakfetmiş bir annenin yaşam mücadelesinden kesitlerin senaryolaştırıldığı öykü 90’lı yıllarda geçiyor. Gerçek bir hayat hikayesinin, seyirciye sunulduğu dizi BKM imzalı.

Yönetmenliğini Faruk Teber'in üstlendiği, senaryosunu Başak Angigün’ün kaleme aldığı 'Annem Ankara' dizisi rekor izlenme oranı ile geceyi tamamladı.

Tanıtımında Okan Yalabık’ın dış ses olarak seslendirdiği "Denizi, boğazı yoktu ama direnişti, mücadeleydi!” sözleriyle dikkat çeken “Annem Ankara” dizisinde Mehmet Günsür ve Bergüzar Korel'in performansı, sosyal medyada da tüm gece boyunca gündemden düşmedi.

“Annem Ankara” Dizisi Birinci Bölüm Özeti!

Yaşanan Zuhal üçüncü oğluna hamile kaldığını öğrendiği gün aynı zamanda şeker hastası olduğunu da öğrenir. Kafasında bin bir soru; karnında bebesi, yanında iki oğlu ile eşi Hasan’ın bürosuna gider. Hayat mücadelesinin oğullarıyla birlikte başlayacağı manzaraya gözleri şahit olur. Eşini sevgilisi ile uygunsuz bir biçimde basan Zuhal, aynı gün boşanmaya karar verir.

Hasan ise faturayı kendi ailesine keser. Yatılıda geçirdiği zor yılların aileden uzak olmanın getirdiği sonuçlar olduğunu babasına haykırır.

Zuhal çok geçmeden boşansa da Hasan’ın hayatına verdiği yıkımlardan kendini ve oğullarını kurtaramaz. Hasan’ın aldırmasını istediği üçüncü çocuğu ise hayat Hasan’a rağmen doğurmaya karar verir. Hasan evden ayrılır. Zuhal çocuklarla birlikte annesine gider. Bir süre sonra Hasan’ın borçları Zuhal ve oğullarının yaşadığı annesinin evine haciz gelmesine sebep olur.

Zuhal üç oğlu ile yeni bir hayat kurmak üzere bir süreliğine annesinin yanına taşınır. Ancak ablaları, kardeşleri Zuhal, çocuklar ve yaşlı anneleri ile yaşanılan ev bir süre sonra çekilmez hale gelir.

Hayata bedel ödeye ödeye yaşamına devam eden Zuhal’e bir bedel de ailesi tarafından ödetilir. Anne evinde artık bir sığıntı olduğu yüzüne vurulan Zuhal durumu daha fazla sineye çekemez ve hemen bir iş bulur. Kısa sürede kendisini kuran Zuhal, emekli ikramiyesini, çektiği bir miktar krediyi kurduğu işine ve yeni evine yatırır.

Zuhal artık bir ekmek büfesine sahip aynı zamanda çocuklarının o çok istediği bahçeli evde sahiptir. Hayat bir süreliğine de olsa dilediğince akmaya başlamıştır. Ardan geçen yıllar Hasan’ın da aklına çocuklarını düşürmüştür ve yıllar sonra onları görmek istemişti. Hasan çocuklarının kısmen eğitim giderlerine katkıda bulunarak Zuhal’ın kalbini yeniden çalacağını düşünse de bu böyle olmadı.

Hasan aynı zamanda Zuhal’in Almanya’da yaşayan ağabeyinin Darıca’da ki evinin müteahhit mühendisi olarak da işleri aksatmış, sonrasında büyük aile kavgalarının yaşanmasının müsebbibi olmuştur. Tüm bu sahnelere şahit olan Zuhal’in büyük oğlu ise içten içe yaşadıklarını sindirememenin acısını yaşamaya başlar. Bir aile kavgası sırasında olanlara dayanamayıp mutfaktan kaptığı bıçak ile salondaki kavgaya müdahale edecekken, Zuhal’in haykırışında kendini bulur ve elindeki bıçağı atar.

O günden sonra Zuhal büyük oğlunun nasıl bir buhran içinde olduğunu fark eder. Zuhal ve Hasan’ın tanık oldukları bu sahnelerden sonra Hasan oğluna destek olabilmek adına çaba sarf eder. Burak ise tam babasına güven teslim edeceği sırada babasının yine başka kadınlarla yakınlaştığına şahit olur.

Zuhal ile Hasan’ı yeniden birleştirmeye çalışan Yılmaz bir yemek tertip eder. Herkesin katılmasını ister. Herkes yemeğe gelir ancak Burak gelmez. Teyzesini arayarak arkadaşları ile Kızılay’da dolaşacağını eve geç geleceğini söyler. Zuhal’de bu bilgiyi kız kardeşi Vahide ’den telefonda alır. Bir şeylerin yolunda gitmediği hissine kapılan Zuhal; Burak’ın eve gelir gelmez kendisini aramasını ister.

Gecenin ilerleyen vakitlerinde Vahide; Burak’ın eve geldiği telefonunu Zuhal’e bildiren bir arama yapar. Bu telefon konuşmasında Zuhal oğlunun telefona gelmesini ister, kız kardeşi ise Burak’ın uyuduğunu söyler. Zuhal kız kardeşinden Burak’ı uyandırıp telefona gelmesini istediğini bir kez daha söyler.

Vahide telefonun ahizesini konsola bırakır ve yeğenin uyuduğu odaya gider. Burak’ı uyandırmaya çalıştığı anlarda yeğeninin korkunç sahnesiyle karşılaşır. Burak yaşadığı buhranlara daha fazla dayanamamış, bileklerini kesmiştir.

Teyze Vahide, çığlık çığlığa telefona koşarken ‘abla Burak bileklerini kesmiş’ cümlesi Zuhal’in dünyasını bir kez daha başına yıkar.

‘Annem Ankara’ Her Çarşamba Saat 20.00’de Kanal D’de!

Habere git