İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, hem Türkiye ekonomisine hem de dünya ekonomisine yönelik öngörülerini Anadolu Ajansı'yla paylaştı.
Küresel ekonomide bir dezenflasyon dönemine girildiğini belirten Bahçıvan enflasyondaki alışkanlıklar ve direncin çok kolay değişmediğini ama her şeye rağmen dezenflasyon noktasında bir ivme kaydedildiğini söyledi.
Gelecek aylardan itibaren başta Avrupa Birliği ülkelerinde olmak üzere enflasyonun düşeceği ve faiz indirimlerinin güçlü şekilde gündeme gelebileceğini aktaran Bahçıvan, "Avrupa Birliği'nde bunu zaten ufak ufak görmeye başladık. ABD'de buna uygun bir sürecin başlayabileceğine dair bir izlenim var" diye konuştu.
Bahçıvan, dünyada gelecek yıl belirsizliklerin söz konusu olabileceğine işaret ederek, "AB'nin iki temel ülkesinde, Fransa ve Almanya'da, oluşan politik belirsizlikler AB'nin nereye evrileceği noktasındaki en önemli soruların cevabını oluşturacak. Trump döneminin eğer daha korumacı ve kapalı bir ekonomi olması giderek güçlü bir söylem haline gelirse tam anlamıyla öngöremeyeceğimiz birtakım başka soru işaretlerini de beraberinde getirebilir" şeklinde konuştu.
Enflasyonla mücadelede ne durumdayız?
Türkiye'nin Amerika pazarında da Çin'den dolayı yer kapıp kapmayacağının zamanla görüleceğini dile getiren Bahçıvan, "Çin'in rakip pazarlarda Amerika'dan kaybettiği pazarı fiyat indirerek karşımıza çıkıyor olması bize önemli bir rekabet dezavantajı yaratacaktır. İhtiyatlı gidilmesi gereken bir dünya gerçeği var önümüzde. Fırsatlar da var ama çok hızlı değişebilecek olan tehditlerin de olduğunu gözden kaçırmamak gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Bahçıvan, geçen yılın OVP açısından değerlendirildiğinde en olumsuz tarafının enflasyon olduğunu kaydederek, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
* Enflasyon hâlâ daha katı bir direnç göstermeye devam ediyor ama cari açık tarafında beklenenden çok daha iyi bir durum var. İşsizlik tarafı çok dengeli ve stabil gitti. Bütçe açığı deprem harcamaları meselesinden dolayı hemen hemen hedefe uygun şekilde yer alıyor. Enflasyon mücadelesinin olduğu bir süreçte büyümeye de çok fazla odaklanmamak lazım. Belli bir aşamasını başardığımız ama daha gitmemiz gereken çok daha uzun bir yol olan enflasyonla mücadele gerçeği var. O nedenle 2025'in en önemli gündemi ve çözüm bulmamız gereken konusu enflasyonu hayatımızdan çıkarmak.
En büyük gayreti gösteren...
Enflasyonla mücadele edilirken ciddi fedakarlıkların olması gerektiğini aktaran Bahçıvan, programın hedefine ulaşmasına dönük en büyük gayreti sanayi ve üretim kesiminin gösterdiğinin altını çizdi.
Bahçıvan, sanayi dünyası olarak finansal istikrarın sağlanması ve enflasyonun ortadan kalkması için fedakarlık ve sabır gösterme noktasında kararlı olduklarını aktardı.
Erdal Bahçıvan, finansmana erişim noktasında Eximbank kredilerinde bir miktar daha artış olmasının, TL reeskont kredilerinin ucuzlamasının, döviz reeskont kredilerinde açılmanın, KOBİ'lerin üst sınırlarında bir yumuşamanın ve istihdam odaklı belli sektörlerdeki maliyetin bir nebze daha düşürülmesinin gündeme alınacağına inandığını ifade etti.
Finansal istikrar ve enflasyonla mücadele
Merkez Bankası'nın faiz kararıyla ilgili konuşmamayı prensip edinen bir anlayışta olduklarını dile getiren Bahçıvan, kendileri için finansal istikrar, fiyat istikrarı ve enflasyonla mücadelenin önemli olduğunu bildirdi.
Bahçıvan, Merkez Bankası'nın yeni yönetiminin, göreve geldiğinden bu yana enflasyonla mücadelede son derece doğru politikalarını gelecek aylarda da kararlılıkla devam ettireceğine inandığını söyledi.
Kendileri için önceliğin enflasyonun kalıcı olarak düşürülmesi olduğunu kaydeden Bahçıvan, "Enflasyonda istikrarlı bir düşüş olduğu zaman zaten bizim için temel bir sorun olan faizlerin de düştüğünü göreceğiz. Yani öncelik enflasyonun sağlıklı düşmesi ve bunu toplumun kabullenmesi" diye konuştu.
Türkiye'ye nakit ve kaynak akışı
Bahçıvan, Türkiye'nin yüksek potansiyelli bir ülke olduğunu, uluslararası ekonomi camialarında finansal istikrar ve ekonomik kredibilite noktasında güven tesis edildiğinde ülkeye farklı konularda ve alanlarda yeni yatırımların gelebileceğine inancının yüksek olduğunu söyledi.
CDS rakamlarının objektif birtakım analizlerle ortaya çıkan değerlendirmeler olduğuna işaret eden Bahçıvan, CDS'in istikrarlı bir şekilde aşağı doğru iniyor olmasının, yabancıların Türkiye'ye bakış açısına artı değer kattığını ifade etti.
Bahçıvan, yatırımcılar için en büyük teşviki, istikrarlı bir ekonomi politikası uygulanacağı inancının oluşturduğunu ifade ederek, "Türkiye'ye 2025'te bu yıldan daha güçlü yabancı kaynak girişinin olacağını düşünüyorum. Hem uzun vadeli yatırımda hem Türkiye'ye nakit ve kaynak akışında 2025, 2024'ten daha olumlu bir görüntü verecek" dedi.
Yatırımcı için uzun vadeli bir kalıcı güven oluşturmanın önemine dikkat çeken Bahçıvan, "Onun yanında mutlaka çözmemiz gereken birtakım yapısal konular ve sorunlarımız var. Bizim yapısal reformlar diye adlandırdığımız konulara artık biraz daha vakit ayırmamız gerek" açıklamasını yaptı.
'İstikrarlı bir kur Türkiye için en önemli ihtiyaç'
İstikrarını koruyan bir kurun önemine işaret eden Erdal Bahçıvan, istikrarlı kurun Türkiye için en önemli ihtiyaç olduğunu söyledi.
Bahçıvan, herkesin Türk lirasına daha fazla güvenmesi gerektiğinin altını çizerek, "Türk lirası üzerinden verdiğimiz fiyata, Türk lirası üzerinden aldığımız vade ve borçlanmaya çok daha itibar etmemiz gerekiyor. Tekrar TL'ye itibar kazandırmamız için bu süreç anlamlı ve değerli. İnsanlar tekrar TL'ye dönük de bir teveccüh içerisinde" dedi.
Merkez Bankası'nın ciddi anlamda piyasadan döviz alıcısı olduğunu aktaran Bahçıvan, gelecek yıl kurda büyük bir hareketlilik beklemediğini ve kısa vadede fazla bir yarar getirmeyecek aşırı büyüme telaşlarının uzağında olunması gerektiğini söyledi.
Asgari ücrette rekabet şartı
Bahçıvan, asgari ücret sürecinde çalışanların yaşam standartlarındaki mutluluğu,huzuru önemsediklerini belirterek, "Ancak reel sektörün o asgari ücreti verdikten sonra o asgari ücretin karşılığında ürettiği mamullerden rekabet edebilir bir hayat sürmesi ve rekabet edebilmesinin dikkate alınması gerekir. İki tarafın da çok mutlu olmayacağı bir asgari ücrete doğru gidiyor. Bence en az mutsuzlukla buluşacağımız yer en iyisi olacak" ifadelerini kullandı.