İnfo Yatırım: BIST 100’de 2025 yıl sonu hedefi 14.500

6 gün önce 28

Yurt içinde faiz indirim sinyallerinin konuşul­maya başlanmasının, piyasalarda yeni hikâyeyi şe­killendirebileceğini belirten İnfo Yatırım Genel Müdürü Tarkan Akgül “Faiz indirim döngüsü ile yüksek faizlerden getiri elde eden yabancı yatı­rımcıların riskli varlıklara ge­çişlerini hızlandırabileceğini düşünüyoruz.

Kredi derece­lendirme kuruluşlarının not artışları, swap kanallarının açılma beklentisi, BIST50’de­ki açığa satış yasağının kaldı­rılması ve geri çekilmesi bek­lenen CDS, BIST’te katalizör etki yaratabilir. Bu kapsamda BIST100 endeksindeki 2025 yıl sonu hedefimiz 14.500 se­viyesine işaret ediyor” dedi.

İnfo Yatırım 2025 yılında yurt içi piyasa öngörüleri ve sektörel görünüm beklentile­rinin yer aldığı ‘2025 Strateji Raporu’nu yayınladı.

Info Yatırım, 2024 yılı ge­lişmelerini değerlendirir­ken “2024 yılına hızlı başla­yan BIST100 endeksinde son aylarda risk iştahı oldukça fazla düştü” ifadesini kulla­narak, ekonomi yönetiminin değişmesi, not artışları, ya­bancı yatırımcının bankacı­lık ve holding hisselerindeki alımlarına işaret etti.

Rapor­da, “BIST100 endeksi yıl için­de TL bazlı rekor kırdı. Yılın ikinci yarısından sonra ise iş­ler tersine döndü” denilerek ikinci 6 aylık dönemde politi­ka faizindeki yükseliş ile pa­ra piyasası fonları gibi görece risksiz enstrümanlara girişin yatırımcının riskli varlıklar­dan çıkışına neden olduğu ha­tırlatıldı.

Büyüme beklentisi 2025 için yüzde 3

Rapora göre 2024 yılında büyümenin yüzde 2,9 civarın­da gerçekleşmesi, 2025 yılın­da ise Türkiye’nin yüzde 3,0 seviyesinde büyümesi bekle­niyor. Para politikasındaki sı­kı ve temkinli duruşla 2024 yıl sonunda enflasyonun yüzde 45, 2025 yıl sonunda ise yüz­de 28 seviyelerine gerileme­sinin mümkün olabileceği de­ğerlendirildi.

İnfo Yatırım Araştırma Ekibi’ne göre, ekonomik ak­tivitede dengelenme üçüncü çeyrekte belirginleşmiş ol­sa da hizmet fiyatlarında ya­şanan belirsizlik ve jeopoli­tik gerginliklerin etkisi ile artış ihtimali bulunan emtia fiyatları gibi faktörler enflas­yon görünümüne ilişkin yu­karı yönlü riskleri canlı tu­tuyor. Bu görünüm, para po­litikasında sıkı ve temkinli duruş gerekliliğini teyit edi­yor.

Bununla birlikte, ekono­mik aktivitede görülen zayıf momentum ve Türk lirasında reel değerlenmenin devamı yönündeki görüşleri netice­sinde enflasyonun genel eği­liminde iyileşme öngörmeye devam ediyorlar. 2024 yıl so­nunda enflasyonun yüzde 45 ve 2025 yıl sonunda ise yüz­de 28 seviyelerine gerileme­sinin mümkün olabileceğini değerlendiriyorlar.

Faiz indirim döngüsünün başlayacağı öngörülüyor

Türkiye ekonomisinde kı­sa vadeli bir dengelenme sü­recinin yaşandığı belirtilen raporda önümüzdeki dönem­de iç talep koşullarının büyü­meye verdiği katkının daha da zayıflaması, öte yandan küre­sel finansal koşullarda bekle­nen gevşeme adımlarının da katkısıyla, net ihracatın büyü­meye pozitif katkı sağlayarak dengelenme sürecine yardım­cı olacağı öngörülüyor. Rapor­da 2024 yılında büyümenin yüzde 2,9 civarında gerçekle­şerek, Orta Vadeli Program’ın hedefi olan yüzde 3,5’in altın­da kalacağını tahmin ediliyor. 2025 yılına ilişkin ise büyü­menin yüzde 3,0 seviyesinde gerçekleşeceği öngörülüyor.

Rapora göre Türkiye Cum­huriyet Merkez Bankası’nın aralık ayı Para Politikası Ku­rulu toplantısında ise faiz in­dirim döngüsünü başlatması­nı ve ilk adım olarak faizi 250 baz puan düşürerek yüzde 47,5 seviyesine çekmesi bek­leniyor. 2025 yılı ilk yarısın­da politika faizi ile enflasyon arasındaki farkın ortalama­da 500 baz puan olacak şekil­de belirleneceğini, yılın ikin­ci yarısında bu farkın anlamlı şekilde daralacağını ve dola­yısıyla para politikasını enf­lasyon gelişmelerinin belir­lemeye devam edeceği düşü­nülüyor.

Tahvil piyasasında tarihsel olarak düşük seviye­deki yabancı payı ve CDS pri­mindeki gerileme görünümü­nü olumlu kılmakla birlikte yabancı girişlerinin tahvilin net getirisine duyarlı olduğu­nu ve gelişmiş ülkelerde 2025 yılı boyunca faiz baskısının olası olduğu belirtiliyor. Araş­tırma Ekibi’nin görüşü gös­terge faizdeki beklentinin ye­ni yılda yüzde 45 seviyesinde başlanıp seneyi yüzde 30’lu seviyelerde tamamlanması yönünde. Fakat asgari ücrete olası beklenti üstü zam ile in­dirim beklentisinin ötelene­bileceği beklentisi de mevcut.

Habere git