ASMR, beyinde rahatlatıcı bir karıncalanma hissi yaratan belirli görsel ve işitsel uyaranlarla tetiklenen bir fenomen olarak tanımlanıyor. YouTube ve TikTok gibi platformlarda slime ile oynayan, saç örme rolü yapan, fısıldayarak rahatlatıcı sözler söyleyen veya kamera lensine tükürükle desen çizen içerik üreticileri milyonlarca kişiye hitap ediyor.
Raporda araştırmacılar, özellikle gençlerin yüz yüze sosyal etkileşimden giderek daha fazla kaçındığını ve ASMR içeriklerini bir rahatlama aracı olarak gördüğünü belirtti. 18-44 yaş arasındaki bireyler, sosyal ve çevresel uyaranlara karşı daha duyarlı olduklarını söylerken, yaş ilerledikçe bu hassasiyetin azaldığı ortaya çıktı.
Örneğin, 25-34 yaş grubundaki bireylerin yüzde 47’si, alışveriş merkezleri veya tren istasyonları gibi kalabalık ve gürültülü ortamlardan bunaldıklarını ifade ederken, bu oran 55-64 yaş grubunda yüzde 35’e düştü. Ayrıca, 18-24 yaş arasındaki bireylerin yüzde 39’u, dış ortam gürültüsünü bastırmak için kulaklık kullandıklarını belirtti. Bu oran, 45-54 yaş aralığında yüzde 21 olarak ölçüldü.
Bunun yanı sıra, genç yetişkinler yüz yüze sohbet yerine çevrimiçi konuşmayı tercih etme ve yalnız çalışmayı seçme eğiliminde. Araştırmacılar, bu durumun yeni neslin, sosyal bağlarını fiziksel dünyada geliştirme konusunda zorluk yaşadığına dair işaretler sunduğunu ifade etti.
Öte yandan, işitme uzmanları gençlerde işitsel işleme bozukluklarının arttığını ve bunun gürültü önleyici kulaklıkların aşırı kullanımına bağlı olabileceğini belirtiyor. Ayrıca, raporda ASMR’nin geçici bir rahatlama sağladığı ancak gençlerin daha geniş dünyayla yeniden bağlantı kurmasını kolaylaştırmadığı vurgulandı.
Michigan Üniversitesi’nden çocuk gelişimi ve teknoloji uzmanı Jenny Radesky, ASMR’nin hızlı ve erişilebilir bir rahatlama sunduğunu, ancak gençlerin uzun vadede stresle başa çıkma becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmadığını belirtti. Radesky, “Eğer bir kişi ASMR içeriklerine bağımlı hale gelirse ve yalnızca bu yolla kendini iyi hissedebiliyorsa, bu bağımsız duygusal dayanıklılığın gelişimi açısından bir sorun teşkil eder” dedi.