“Gece görüşlü helikopterlerimiz yok, hava kararınca orman yangınlarına müdahaleye ara veriliyor” deniyor. Halbuki... Bir ülkede gece görüşü olabilmesi için helikopterden önce “ileri görüş” olması gerekiyor. Öngörebilen, kestirebilen, olabilecekleri tahmin edebilen, iş işten geçmeden önce önlem alan “ileri görüşlü” yöneticiler gerekiyor. İleri görüş yoksa, memleketin yararına “dünya görüşü” yoksa, gece görüşü nasıl olsun?
★
Bu çerçevede sizi biriyle tanıştırmak istiyorum.
★
Zeydan Öncü... Hatay Reyhanlı’da dünyaya geldi, ilkokulu ortaokulu Reyhanlı’da, liseyi Antakya’da okudu, Gazi Eğitim Enstitüsü’nü kazandı, Ankara’nın yolunu tuttu. Gel gör ki, 12 Eylül öncesinin kaotik ortamıydı, gençler sağcı solcu filan diye bölünmüştü, emperyalizm tarafından ellerine tutuşturulan tabancalarla birbirlerini vuruyorlardı, Gazi Eğitim Enstitüsü karşıt görüşlü gruplar tarafından işgal edildi, dersler tatil edildi. Baktılar ki böyle olacak gibi değil, ortalığın düzeleceği de yok, ağabeyleri ısrar etti, git Almanya’da oku dediler. Almanya’ya gitti. Studienkolleg tabir edilen, üniversitelerin bünyesinde, yabancı öğrencileri üniversiteye hazırlayan eğitim kurumuna yazıldı, Almanca öğrendi, sınavları başarıyla geçti, Almanya’da lise mezunu olmuş gibi denklik kazandı, gurbet ellerde tek başınaydı, zor yıllardı. Münih Teknik Üniversitesi’ne kaydoldu, uzay ve havacılık okudu, ardından Hamburg Üniversitesi’ne kaydoldu, uçak mühendisi diploması aldı. İleri zekalı olduğu barizdi, dünyanın pek çok havacılık şirketi havada kapmak için teklifte bulundu ama, Airbus’ın teklifi en cazibiydi, gel Airbus’ta çalış, çalışma izni ve oturma izni verelim, istersen Alman vatandaşı ol denildi. Hatay Reyhanlı’nın pamuk tarlalarından, gökyüzündeki pamuk gibi bulut tarlalarına yükselen, mucizevi bir hikayeydi. Airbus’a girdi. Zekası ve çalışma azmiyle hızla yükseldi, Airbus’ın en önemli projesi olan, dünyanın en büyük yolcu uçağı A-380’in 11 proje mühendisinden biri oldu, havacılık sanayine bu seviyede adını yazdıran ilk ve tek Türk oldu, bilahare, askeri nakliye uçağı A-400 M projesinin başına geçti. Airbus’ta 20 yıl görev yaptı, eğitmen mühendis oldu, Airbus’a katılan genç mühendisleri yetiştirdi. E nihayetinde, Airbus’ta artık yapacağımı yaptım dedi, ayrıldı, kendi şirketini kurdu, uçakların helikopterlerin iç donanımını, işlevlerini dönüştürmek üzere fabrika kurdu, hatta Almanya devleti Doğu Almanya’dan devralınan bir havaalanını kendisine tahsis etti. Birçok ülkenin uçağını, helikopterini modernize etmeye başladı, VIP makam uçağı, ambulans, yangın söndürme gibi görevlerde kullanılmak üzere dönüştürmeye başladı. Türk Hava Yolları’nın mesela yedi adet A340 uçağının iç donanımını dizayn etti, Birleşik Arap Emirlikleri’ni yöneten Nahyan ailesine ait uçakların VIP tasarımını yaptı, Türkmenistan sağlık ve savunma bakanlıkları için ambulans helikopterler ve arama kurtarma helikopterleri hazırladı, Türkmenistan cumhurbaşkanının Sikorksy’sini VIP helikopter haline getirdi, Pakistan hükümetinin davetiyle Pakistan hava kuvvetlerinin dönüşümünü ve hava araçlarının bakımını üstlendi, en son Mısır hava kuvvetlerinin helikopterlerini modernize etme projesini imzaladı. Alman üniversiteleri ve Airbus kariyeriyle başlayan bu küresel başarı nedeniyle, Almanya devleti tarafından kendisine “yılın en başarılı vizyon ve inovasyon ödülü” verildi, “teknolojiyi en iyi kullanan firma ödülü” verildi.
★
Böyle bir insanımızın varlığından haberdar olmaktan, kendisiyle tanışmaktan onur duyduğunuzdan eminim... Peki orman yangınlarıyla alakası nedir derseniz?
★
Az önce de belirttiğim gibi, Airbus’ın Avrupa orduları için ürettiği askeri nakliye uçağı A-400 M projesinin, tek başına teslim edildiği yönetici mühendisiydi. Bu nakliye uçaklarından Türkiye’de de on adet var, Almanya, İngiltere, Fransa ve İspanya hava kuvvetlerinde var, 10 adet de Türk hava kuvvetlerinde var. Dört motorlu, 40 ton kargo taşıyabiliyor, her türlü hava şartında uçabiliyor, gece görüşü filan boşver, kızılötesi sensorlardan oluşan elektro-optik görüş sistemi var, aktarma yapmadan 9 bin kilometre mesafeye gidebiliyor, İstanbul’dan havalanıp ABD’ye inebiliyor, tanesi 150 milyon dolar... Zeydan Öncü başmühendisi olarak -kelimenin tam manasıyla- bu uçağı vidasına kadar biliyor.
Ve...
Bu askeri nakliye uçaklarını gerekirse yangın söndürme uçağı haline dönüştürmek üzere, özel bir ekipman geliştirdi, patentini aldı. Bu ekipman sayesinde A 400 M askeri nakliye uçağı, alçak irtifada uçarken, sadece 30 metre yükseklikten, 8 saniyede 20 bin litre su serper hale geliyor! Söz konusu ekipman sadece iki saat içinde monte ediliyor, yangın söndürme işinden sonra sökülüyor, nakliye uçağı eski görevine devam edebiliyor.
★
(Şu an Türkiye’nin elindeki yangın söndürme uçakları her defasında sadece 4 ton su atabiliyor, yani, bu askeri nakliye uçakları bir defada 5 uçak kadar su atabiliyor.)
★
(Şu an Türkiye’nin elindeki yangın söndürme uçakları ve helikopterlerin gece görüş kabiliyeti yok, hava kararınca işe yaramıyorlar, bu askeri nakliye uçakları ise adı üstünde askeri uçak, savaş şartlarına uygun ileri teknoloji görüş sistemlerine sahip, gelişmiş avionik sistemlere sahip, gece dahil, her türlü hava şartında görev yapabiliyorlar.)
★
(Bir ara Türkiye’ye Antonov tipi yangın söndürme uçakları kiralamışlardı, bu uçaklar manevra kabiliyetleri açısından Türkiye’nin dağlık arazi yapısına uygun olmayan uçaklardı, yüksekten uçmak zorundaydılar, yüksekten bıraktıkları su yere inmeden buharlaşıyordu, işe yaramıyordu, iki yıl önceki yangında tehlikeli manevrayla yakından su bırakayım derken bir tanesi Kahramanmaraş’ta düştü, beşi Rus üçü Türk, sekiz personel hayatını kaybetti... Airbus’un A 400 M askeri nakliye uçakları ise, özel kamera sistemleriyle manevra kabiliyeti yüksek, alçak irtifa uçuşu yapabilen uçaklar.)
★
(A-400 M uçağını size şöyle hatırlatayım, hani asrın liderimiz özel makam uçağıyla yurtdışına giderken, makam Mercedes’i de askeri nakliye uçağıyla beraberinde götürülüyor ya, işte o makam arabasını taşıyan askeri nakliye uçağı, A-400 M... Bu uçaklar, makam arabası taşımak yerine, ormanlarımızı söndürebiliyor.)
★
Evet... Almanya’nın şeref ödülü verdiği Türk mühendis Zeydan Öncü, Türkiye’de 10 adet bulunan bu askeri nakliye uçaklarını gerekirse yangın söndürme uçağı haline dönüştürmek üzere, özel ekipman geliştirdi, patentini aldı.
Patent niye önemli, çünkü, havacılık sıfır hatayla çalışan bir disiplin, patentini almadan, güvenliğinden yüzde yüz emin olmadan, herhangi bir uçağa karton bardak bile koyamazsınız. Geliştirdiği bu kusursuz sistemin, dünya patentini aldı.
Acaba bu ekipmanı Türkiye’de üretebilir miyim diye araştırdı, o da mümkün, prototipi tamamen yerli malzeme ve Türk işçiliğiyle, Gebze’de üretebildi.
Bu ekipman sayesinde A 400 M askeri nakliye uçağı, alçak irtifada uçarken, 8 saniyede 20 bin litre bu serpebiliyor. Söz konusu ekipman gövdeye kargo yükler gibi kolayca monte ediliyor, yangın söndürme işi bittikten sonra kolayca sökülüyor, uçak eski haline geliyor.
★
Yetişmiş insanımız var.
Bilgi var.
Teknoloji var.
Çözüm var.
Niyet var mı?
★
Dünya çapındaki gururumuz Zeydan Öncü’den alt tarafı bir gazeteci olarak benim haberim varsa, devletimizin haberinin olmaması mümkün mü?
★
(Şu anda özellikle Fransa, bu projeyi kapabilmek için, Zeydan Öncü’nün peşinde... Fransa’da bu uçaklardan 20 tane var, 30 tane daha siparişleri var. Patentiyle beraber gel, ekipmanı Fransa’da üretelim, ne gerekiyorsa yapalım diye teklifte bulunuyorlar.)
★
Gece görüşlü helikopterimiz yok diye kahroluyoruz. Halbuki... Bir ülkede gece görüşü olabilmesi için öncelikle “ileri görüş” olması gerekmiyor mu? Öngörebilen, olabilecekleri tahmin edebilen, iş işten geçmeden önlem alabilen “ileri görüşlü” yöneticiler yoksa memleketin yararına bir “hayat görüşü” yoksa, gece görüşün olabilir mi?