Kaynak:CNN TÜRK
Marmara Denizi'nin altında ilerleyen Kuzey Anadolu Fay Hattı, özellikle İstanbul’un güney kıyı ilçeleri için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Büyükçekmece, Avcılar, Beylikdüzü ve Bakırköy, zemin zafiyeti ve eski yapı stoku nedeniyle olası bir depremde en büyük yıkım riski taşıyan ilçeler olarak öne çıkıyor.
Avcılar Neden Bu Kadar Riskli?
1999 Gölcük Depremi’nde en büyük hasarın Avcılar’da yaşanması, fay hattına yakınlık kadar zemin yapısının ve mühendislik hizmeti alınmamış eski binaların da ne denli belirleyici olduğunu gösterdi.
Cansız, “Tuzla, Pendik, Kartal daha yakın olmasına rağmen yıkım Avcılar’da yaşandı. Çünkü zemin çok zayıf, yapı stoku da sorunlu” dedi.
Zemin ve Yapı Kalitesi: İkili Tehlike
İstanbul’un Marmara’ya bakan Avrupa yakasındaki zeminlerin büyük bölümü alüvyon, tarım için uygun ama yapılaşmaya elverişsiz. Bakırköy’den Büyükçekmece’ye kadar olan bölge, bu zemin sorununu taşıyor.
Cansız’a göre:
“Zemin iyileştirme yapılmadan inşa edilen binalar büyük risk taşıyor. 2000-2020 arası dönemde bu eksikle yapılan çok sayıda bina var.”
Zemin İyiyse Yüksek Bina Olur mu?
Cansız, “Mühendislik kurallarına uyulduğu sürece her zemine bina yapılabilir” diyor. Örnek olarak Maslak, Levent ve Sarıyer gibi bölgelerdeki sağlam kaya zemin üzerine inşa edilen gökdelenleri gösteriyor.
Ancak uyarısı net:
“Zayıf zemine düşük katlı, güçlü zemine yüksek katlı bina yapılmalı.”
Sismik İzolatör Ne İşe Yarıyor?
“Ameliyathane gibi ortamlarda 7 büyüklüğündeki depremin etkisini 5’e düşürerek süreci kesintisiz sürdürmek mümkün oluyor" ifadesini kullanan Cansız, sismik izolatörler genellikle hastaneler gibi binalarda tercih ettiğini belirtti. Amaç ise deprem anında bina içindeki kritik operasyonların sekteye uğramasını önlemek.
Bağcılar, Esenler, Bahçelievler... Nüfus Yoğunluğu ve Kaçak Yapılar
Bağcılar, Esenler, Güngören, Bahçelievler gibi ilçelerde hem nüfus yoğunluğu hem de eski, kaçak, mühendislik hizmeti almamış yapı stoku nedeniyle büyük bir risk söz konusu.
“Bu bölgelerdeki yapıların büyük kısmı 1999 öncesinde, hazır beton kullanılmadan yapıldı” diyen Cansız, “Kendiliğinden yıkılabilecek binalarımız var” diyerek uyarıyor.
Kentsel Dönüşüm Yeterli mi?
İstanbul genelinde sürdürülen “Yarısı Bizden” kampanyası ve dönüşüm projeleri umut verse de henüz yetersiz.
Marmara Denizi'nin Altındaki Fay Gizemi
"Marmara’nın altındaki fay hattı halen 100 metreye yakın çamur tabakasıyla örtülü ve tam anlamıyla incelenmiş değil" ifadelerini kullanan Cansız, burada yapılacak depremlerin tarihsel verilere dayanılarak değerlendirildiğini vurguladı ve “1766, 1894 ve 1912 İstanbul depremleri bu hattın potansiyelini gösteriyor. Eğer 1766 sonrası İstanbul’da büyük bir deprem olmadıysa, bu, büyük Marmara depremine çok yaklaştığımız anlamına gelebilir.” dedi.
Güney Kolun Tehdidi
Kuzey kol kadar Marmara fayının güney kolu da ciddi risk taşıyor.
Cansız, “Gemlik’te ya da İznik’te olacak 7-7.5 büyüklüğündeki bir deprem, İstanbul’da da yıkıma neden olabilir. Özellikle Avcılar, Beylikdüzü, Bakırköy gibi bölgelerde.” sözlerini kullandı.
Deprem Etkisi: Sadece Büyüklük Değil
“Deprem büyüklüğü, zeminin ivmesiyle birleştiğinde hasarı belirler" diyen Cansız, her deprem aynı etkiyi yaratmaz vurgusu yaptı ve 6.2 büyüklüğündeki 23 Nisan depremini örnek vererek, “Beykoz gibi sağlam zeminlerde deprem hissedilmezken, zayıf zeminde ciddi etkiler görülebilir” dedi.