Çeşme yangını... Ödemiş yangını... Seferihisar yangını... Foça yangını... Aliağa yangını...
Hepsinin nedeni: Elektrik hatları.
*
İzmir Valisi’nin açıklamasına göre...
Elektrik hatlarından çıkan kıvılcımlar, yakınlardaki otları tutuşturmuş.
Çok kısa sürede buradan etrafa ve ormanlara yayılmış.
*
Yaz devam ediyor.
Orman yangınları açısından önümüzde iki riskli ay var.
*
Madem Türkiye’yi derinden etkileyen son yangınların tamamının nedeni elektrik hatlarıdır.
O zaman bu meseleyi ülkenin en önemli gündemi yapmak şart.
*
Şu üç soruya cevap arayarak başlanabilir olaya:
*
- BİR: TEDAŞ, elektrik hatlarını işleten şirketleri etkili biçimde denetliyor mu?
*
- İKİ: Elektrik hatlarını işleten şirketler, sözleşmelerdeki yükümlülüklerini yerine getiriyorlar mı?
*
- ÜÇ: Elektrik hatlarının yangına neden olmaması için yapılması gerekenler var mı?
BİR SABOTAJ VAR AMA ORMANLARA KARŞI DEĞİL
PKK’nın ormanlara da kıyabilen bir örgüt olduğunu tabii ki biliyoruz.
“PKK orman yakmaz” falan diyecek halimiz yok.
*
Fakat İzmir Valisi, altını çizerek söyledi.
Dedi ki: “Sabotaj yok, insan unsuru yok. Yangınların çıkış nedeni elektrik hatlarıdır.”
*
Bazıları ısrarla ve inatla...
“Yangınları PKK çıkardı” diye yalan bilgiyi dolaşıma sokuyorlar.
*
Bunların derdi... Ne yangındır ne PKK’dır.
Bunların derdi... “Terörsüz Türkiye” hedefini baltalamaktır.
*
Kısacası...
Ormanlara yönelik bir sabotaj yok ama “Terörsüz Türkiye” hedefine yönelik apaçık bir sabotaj var.
MEHMETÇİK NEREDE Mİ MEHMETÇİK İŞTE BURADA
ORMAN yangınları üzerinden ideolojik ve siyasi muhalefet yapanlar, “Asker nerede” falan diye ortalığı bulandırmaya çalışıyordu.
*
Tam bu sırada...
Mehmetçik, Ödemiş’te yangın nedeniyle mahsur kalan bir aileyi helikopterle kurtarmaya çalışıyordu.
*
Amacı yangın olmayanlar, amacı siyaset olanlar...
Buna da takarlar bir kulp.
ARDA GÜLER VE KEREM AKTÜRKOĞLU
- İkisinin de paylaşımlarındaki duyarlılıkları benimsiyorum.
- İkisinin de bazı tipleri kızdırmalarına bayılıyorum.
- İkisinin de değerlerinden ödün vermemelerine gıpta ediyorum.
- İkisinin de linç falan hiç sallamamalarını takdir ediyorum.
- İkisinin de maneviyatlarının sağlamlığına imreniyorum.
RIZA TAMER NOTLARI
- Her yükselen adamın bir hikâyesi olur mutlaka. Son günlerin yükselen şarkıcısı Rıza Tamer’in de kallavi bir hikâyesi var.
*
- Şöyle bir hikâye: Popstar’da yarışmak... Tutturamamak.... Sonra tam gerileme dönemi... Üç yıl sokaklarda yaşamak... Camilerde, kaldırımlarda uyumak... Ve en sonunda “Benden Sonra” şarkısıyla patlama yapmak...
*
- Zeynep Bastık’la düetini dinledim. “Benden Sonra” adlı bu şarkı, hiç bana göre değil. Ama son dönemde dinlediğim en dürüst, en samimi, en yürekten seslenen bir şarkı olduğunu kabul etmeliyim.
*
- Sıfır numara. Sıfır artistik. Sıfır beğenme kaygısı. İçinden geldiği gibi haykırmış şarkıyı Rıza Tamer.
*
- “Yıldız yatağından kalkar bu aşkı duysa” diye bir dize var. Pek derinliği olmasa da ilk duyuşta çarpıyor.
*
- Sokaklar, kaldırımlar besler adamı. O da acayip beslenmiş oralardan. Sahiciliği, içtenliği, dürüstlüğü oradan geliyor yani.
*
- Bizim Emre Oral, “Azer Bülbül’ün üst sürümü” dedi Rıza Tamer için. Ben de “Postmodern Azer Bülbül” diyorum.
BU LİSTEYE BİRAZ ÖFKELENDİM
DÜNYANIN en iyi 100 yemek şehri listesi yapmış TasteAtlas.
Gaziantep 18’inci, İstanbul 24’üncü sırada.
*
İlk dörtte İtalya’dan dört şehir var. Pizza ve makarna şehirlerinin ilk dörde girmesine hadi bir şey demeyelim de beşinci sıradaki Mumbai’ye ne diyeceğiz?
Sokak lezzetleri iyidir falan ama hijyenin artık hiç mi kıymeti kalmadı?
Dünya suşi olayına kendini kaptırmışken Osaka ve Tokyo’nun kendine listede zar zor yer bulmasına ne diyeceğiz?
Gaziantep dediğin lezzet diyarı, Lima’nın, Jakarta’nın, Mumbai’nin gerisine düşebilir mi yahu?
*
Neyse... Galiba sıcaklar nedeniyle biraz fazla öfkeliyim bugünlerde.