İBB'ye yönelik casusluk soruşturmasında ifadeler doğrultusunda kritik bilgiler ortaya çıktı. Soruşturmanın kilit ismi Hüseyin Gün etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini belirtmişti. Peki, soruşturmada neler var? A Haber muhabiri Mehmet Karataş detayları aktardı.
ahaber.com.tr - Özel Haber
Giriş Tarihi: 11.11.2025 11:46
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik casusluk soruşturmasında ifadeler doğrultusunda kritik bilgiler ortaya çıktı. Soruşturmanın kilit ismi Hüseyin Gün etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini belirtmişti. Peki, soruşturmada neler var? A Haber muhabiri Mehmet Karataş detayları aktardı.
İşte o açıklamalardan satır başları;
Hüseyin Gün casusluk soruşturmasında ilk olarak tutuklanmış ve ardından da yapılan incelemeler, yapılan araştırmalar sonucu, daha doğrusu dijital materyallerin de incelenmesiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ilgili yaptığı casusluk programları ve casusluk çalışmaları ortaya çıkmıştı ve beraberinde hem Ekrem İmamoğlu hem de seçim direktörü olan Necati Özkan da Hüseyin Gün'le birlikte bir kez daha tutuklu yargılanmalarına karar verildi ve soruşturma da bu noktada devam ediyor.
"TANIMLA ZEHİRLE ZAYIFLAT VE YOK ET"
Şimdi geriye dönüp bakıldığında özellikle dijital materyaller incelendiğinde aslında Hüseyin Gün'ün burada sadece bir casusluk değil özellikle de 2019'da gerçekleşen seçim sürecinde seçim kampanyasını yürüten Necati Özkan'la birlikte birçok usulsüzlüğe başvurdukları ve özellikle de bu seçim sürecinde şunu söyleyebiliriz. Yani tanımla, zehirle, zayıflat ve yok et. Şimdi bir taraftan Ekrem İmamoğlu'nu usulsüz ve resmi olmayan yollarla parlatma politikası izlerken bir taraftan da rakiplerini aynı şekilde usulsüz bir şekilde yıpratma politikasına gidiyor.
BUNU NASIL YAPIYORLAR?
Özellikle de sosyal medyada sizin yapmış olduğunuz daha doğrusu sayfanıza düşen paylaşımlara müdahale edebilecek kadar etkin bir çalışma gerçekleştirmiş ve bir diğer taraftan da iki kişinin arasındaki yazışmalara şahit olacak ve o yazışmaları kaydedecek kadar da usulsüz bir yola başvurmuşlar.
BUNU KİM YAPIYOR?
Hüseyin Gün ve yine CIA'e çalışan bir ortağı var ve onunla birlikte Amerika'daki ofislerinde bu tarz çalışmaları yapıyorlar ve bunu yaparken de Necati Özkan'a özellikle yapılan bu işlemlerin hiçbir şekilde usule uygun olmadığı ve bunların hepsinin gayri resmi olduğunun defalarca kez yazışmalarında altını çizerek ifade ediyor. Ve tüm bunlara rağmen CIA'e çalışan o kişiye İstanbul verilerini verebilecek kadar da Necati Özkan'ın ileriye gittiği bir seçim sürecini geçirdiklerini görüyoruz.
AJANLAR GÖLGESİNDE SEÇİM KAMPANYASI
Yani kısacası ajanlar gölgesinde bir seçim kampanyası gerçekleşmiş. Burada neler olmuş? İfadesinde bizzat kendi diliyle kendisinin söylemiş oldukları. Diyor ki; "Bilmenize memnun olacaksınız ki İstanbul Belediyesi veri tabanı kopyalama sorunu risklerini azaltmak için yapay zeka dijital ordumuzu kullandık ve aktivite ettik. Bu kadar hassas araçları kullanırken dikkatli olmalıyız. Çünkü bize resmi yetki verilmiş değil ama ben bu riski aldım. Umarım bu siz ve kampanya tarafından not edilmiştir" diyor.
Bunu hem seçimde hem de yürütülen bu kampanyada not etmişsinizdir. Bunu kime söylüyor? İstanbul seçiminden sorumlu olan seçim direktörü olan Necati Özkan'a söylüyor. Şu cümleler çok önemli. Diyor ki, resmi yetki verilmiş değil ama ben riski aldım. Sizin için riski alan kim? Bugün casusluktan tutuklanan ve Mossad'tan İngiliz ajanlarına kadar ve hatta FETÖ'ye kadar uzanan bir ağı olan Hüseyin Gün'den bahsediyoruz. Ve siz İstanbulluların tüm bilgilerini veri tabanını o kişiler tarafından kopyalanmasına ve bunu usulsüz bir şekilde yaptığını ifade ettiği halde buna müsaade etmişsiniz. Neden? Çünkü özellikle bunlarla yürütülen bu süreçte birçok edinmesi zor ve mümkün olmayan bilgiler edinmişler. Şimdi isimlerinin tamamını açıklamamız gerek yok.
MESAJLARI BİLE GÖRMÜŞLER!
Hatta AK Parti içerisinde mesajlaşan iki kişinin arasındaki mesajlaşmaları bile görmüşler. Örnek veriyorum yani AK Parti'de bulunan bir isim bir başkasına seçim sürecindeki çalışmalarına dair mesaj atıyor ve atılan bu mesajları görebildiklerini o iki kişi arasındaki iletişimi gördüğünü ifade ediyor. Bunlar normal mi? Tabii ki değil. Ama bu bilgilerin edinilmesi de normal değil. Ama nasıl oluyor? Karşınızdakinin ajan olduğunu biliyorsanız bunları istemeniz ve bunların size gelmesi çok mümkün.
İSTEDİKLERİNİ PARLATTILAR
Özellikle sadece biz bir seçim yapalım, İstanbul'a derdimizi anlatalım derdi değil. Sorun bu değil. Burada karşısındaki rakibi zayıflatma, yıpratma ve yine aynı şekilde o süreçte istedikleri noktaları yıpratıyor, istediklerini parlatıyorlar. İstediğine itibar kazandırıyor, istediklerini itibarsızlaştırıyorlar. Bunu da nasıl yapıyorlar? Dediğim gibi bu casusluk ofislerinde yapmış oldukları çalışmalar ve verilere müdahalesi daha doğrusu sosyal medya hesaplarına müdahale ile bunu yapıyorlar.
"DİJİTAL İSTİHABARAT" NASIL ELDE EDİLDİ?
Necati Özkan'la bir irtibat kurardım diyor. Kim bu afişi soruyor sorusuna medyaya yansıyarak öğrendiğimi ya da Necati Özkan tarafından öğrendiğimi hatırlamıyorum diyor. İstanbul veri tabanı kopyalama sorunu risklerinden kastım şudur. O dönemde İBB verilerinin kopyalandığı ve alakasız kişilere verdiği şeklinde çok fazla haber ve etkileşim oluyordu. Bir sonraki sayfayı açarsak hatırlarsanız seçildikten 24 saat sonra hemen veri tabanının kopyalanması için iki kişi görevlendirmişti Ekrem İmamoğlu.
OLUMSUZ HABERLERİ GÜNDEMDEN DÜŞÜRMÜŞLER!
Biz A Haber başta olmak üzere birçok medya grubu ne yaptı? Bunun neden yapıldığına dair konuşmaya başladık ve bir sürü iddia geliyordu o gün. Bu kopyalanan veri tabanları alakasız kişilere verildiği ve bu verilerin kopyalandığına dair haberler yapıyorduk. E bundan rahatsızlık duyuyorlar ve şunu söylüyor. Bir sonraki sayfayı da hemen ekrana getirelim. Bu sayfayı seslendirdik. Necati Özkan bana bu veri tabanı kopyalama üzerine haberler bizi çok rahatsız ediyor dedi. Yani bizim o gün yapmış olduğumuz haberler A Haber olarak yine diğer medya gruplarının yaptığı haberlerden rahatsız oluyorlar. Niye? Çünkü Necati Özkan şunu söylüyor: Veri tabanı kopyalama üzerine haberler bizi çok rahatsız ediyor. Bu haberlerin etkisi görünürlüğünü azaltabilir miyiz? şeklinde sordu diyor. Deneyebileceğimi belirttim diyor. Herhangi bir izin almaksızın bu haberlerin bastırılması amacıyla faaliyete geçtik diyor. Ve bunun sonucunda da İBB veri kopyalaması haberlerini gündemden peyderpey düştü. Ve risk konuları bunlarla alakalıydı. Yani şöyle düşünün. Ekrem İmamoğlu'nun o gün en çok hakkında çıkan haberlerden biri siz neden veri tabanını kopyalıyorsunuz? Siz veri tabanını alakasız kişilere mi veriyorsunuz? Tüm bunları biz burada konuşurken bunlar sosyal medyada paylaşılıp ve bir şekilde yankı buluyordu. Karşılık buluyordu. Bunun bir şekilde yok edilmesini istiyor ve bunun üzerine Necati Özkan'a diyor ki Hüseyin Gün biz bu çalışmayı yaptık. Ekrem İmamoğlu'nun bu veri tabanını kopyaladığı haberleri düşecek. Siz eğer olumsuz bir şey yapıyorsanız eğer bu haber oluyorsa bu haberleri bir şekilde 7.'ye 20. sayfalara atıyorlar ve sizin onu görmeniz çok mümkün olmuyor.
ALGI ÇALIŞMASI YAPTILAR!
Ama bir de şöyle bir çalışma yapıyorlar Haktan Uysal. Diyorlar ki biz diyor AK Parti'nin diyor kendi ilçelerinde yapmış olduğu Sultanbeyli, Esenler, Beyoğlu, Eyüp Sultan, Kağıthane, Sancaktepe, Ümraniye, Üsküdar'daki memnuniyetsiz AK Parti seçmenleri şu anda İmamoğlu'nun politikalarının onlar için ne anlama geleceğini konuşuyorlar. Bu nedenle hap formunda bilgi ile saldırı zamanı şimdi diyor. Yani şimdi saldıracağız diyor. Demir sıcakken dövmek her zaman iyisidir diyor. Bu bölgelerde özellikle seçime destek paketi, madde bağımlılığı, Suriye mültecileri paketleriyle ilgileniyor. Bakın şimdi. Hatırlarsanız bir dönem Suriyeliler üzerinden Suriyeliler o dönemde o savaş sonrasında ülkemize gelmişlerdi ve hep şöyle haberleri paylaştılar: Her gelen Suriyeli sanki bir kafede oturuyor. Akşama kadar eğleniyor. Hiçbir şeyi umurunda değil. Hayatı Türkiye'de güllük gülistanlık ve Türkiye bunlara para veriyor ve bunlar hiçbir şey çalışmadan, hiçbir şey yapmadan lüks bir hayat yaşıyorlar profili çiziyorlardı. Ve bu da haklı olarak insanlar buna inananlar tepki gösteriyorlardı. Kendi ülkelerini terk etmiş. Gelmiş İstanbul'da ya da Türkiye'de keyif yapıyorlar. Bizim paramızı bunlara veriyorlar gibi bir algı uyandırdılar ve insanlar bir anda hem Suriyelilere düşman olmaya başladı, hem hükümete karşı yanlış düşüncelere kapılmaya başladılar. Tabii ki gerçekler sonra ortaya çıktı.
HÜKÜMETİ YIPRATMA POLİTİKASI SÜRDÜRDÜLER!
Yani oradan gelen insanlar ne yaşadıkları lüks bir hayat ne de çalışmadan hayatını sürdürebilecekleri bir ortam söz konusu değil. Ama özellikle de Suriyeliler üzerinden yapmış oldukları olumsuz haberlerle Esenyurt'taki o bölgelerdeki vatandaşı bir noktada tahrik ediyorlardı. Ve bir diğer taraftan da aynı şekilde bağımlılık yani bir şekilde uyuşturucuyla mücadele devam ediyor. Bunlara karşı polis gece gündüz çalışmalarını sürdürüyor. Ama bir anda yapılan haberlerle yani bir hükümeti yıpratma politikası sürdürdüler. Ve o dönemde kendileriyle ilgili olumsuz bir haber çıktığı an itibariyle hemen Suriyelileri, olumsuz bir haber çıktığında hemen madde bağımlılığı. Bu tarz olayları görünür kılarken kendileriyle ilgili olan olumsuz haberleri de görünürlüğünü düşürmek üzere faaliyet gösterdiğini bizzat kendisi ifade ediyor.
Diyor ki Ekrem İmamoğlu'na söyleyin. CHP'yi kullanmasın. CHP ismiyle yola devam etmesin. Çünkü CHP dediğinizde muhafazakar kesim Cumhuriyet Halk Partisi'ne karşı sabit bir tutumu var. Çünkü diyor Cumhuriyet Halk Partisi'nin dine karşı olan faaliyetlerini konuşuyorlar diyor. Bu yüzden Ekrem İmamoğlu CHP'yi kullanmadan kendini sürdürsün diyor. Yani şunu yapmışlar: Duygusal bir çalışma yaptıklarında karşılık buluyorsa hemen o yolda yürümüşler. Karşı tarafın olumlu bir adım attıklarında hemen onunla ilgili olumsuz haberleri görünür kılmışlar.
Yani bunları yaparken de bu veri tabanlarından ve insanların dijital sosyal medyadan istihbarat çalışması yapmışlar ve bunların hiçbiri aslında yasal değil. Hiçbirini yapma yetkileri de normalde yok ama karşımızdaki bir casus. Yani casuslar gölgesinde, ajanlar gölgesinde bir seçim kampanyası yürüttüklerini görüyoruz bu ifadelerden.

2 gün önce
36











English (US) ·