ALTIN YATIRIMCILARI İÇİN UYARI: Yükselişin sonu mu geliyor?

1 gün önce 26
 Yükselişin sonu mu geliyor?

Kaynak:Hürriyet

Son dönemin en gözde yatırım aracı altın oldu. Dış piyasalarda ons fiyatındaki yükselişe içeride dolar/TL kurundaki artış da eklenince altın, diğer yatırım araçlarının açık ara önüne geçti. Yılbaşından bu yana ons altındaki pirim yüzde 50’yi geçerken gram/TL altın fiyatındaki kazanç yüzde 80’e yaklaştı. Ocak-eylül enflasyonunun (TÜFE) yüzde 25.43 olduğunu dikkate alırsak altının ciddi bir reel kazanç sunduğu anlaşılır.

 Yükselişin sonu mu geliyor

KARAHAN’IN AÇIKLAMASI ÖNEMLİ

Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan geçen hafta yaptığı sunumda, Türkiye’de yastık altı stokunun 400-500 milyar dolar civarında olduğunu söyledi. Karahan ayrıca, “Son bir yıldaki fiyat artışının varlık etkisi 100 milyar doları geçiyor. Altın fiyatlarındaki artış da bu varlık etkisi kanalıyla tüketim talebini destekliyor. Fiyat istikrarının yastık altı altın talebini azaltacak en önemli unsurlardan biri olduğunu ifade ediyordum. Çünkü Türkiye’de bu kadar yüksek altın stoku olmasının nedeni geçmişten gelen enflasyonist tecrübe” sözleriyle durumu özetledi. Altındaki yükselişin servet etkisiyle talebi canlı tuttuğu, bunun da enflasyonla mücadelede bir zafiyete neden olduğunu ifade eden doğruluk payı çok yüksek bir açıklama.

‘Yastık altındaki altın nasıl sisteme dahil olur sorusuna’ ikna edici bir cevap bulunursa ekonomi için oldukça önemli bir kaynak atıl kalmayacaktır. Hatırlanırsa, 1997’de G.Doğu Asya merkezli krizde zor durumda olan ülke ekonomisi için G.Kore’de ev kadınları başta olmak üzere halk, altınlarını bozdurup paralarını bankaya yatırmış, buradan ciddi yarar da sağlanmıştı.

VIOP’TA DEĞERLENDİRİLEBİLİR

Türkiye’de finansal okuryazarlık son yıllarda artmış durumda. Vadeli işlem ve Opsiyon Piyasası’nda (VİOP) altın, gümüş, hisse senetleri başta olmak üzere birçok enstrümanın alım satımı alınan pozisyonun çok daha küçük miktarı bir teminat ile yapılabiliyor. Yatırım tavsiyesi olarak görülmemesi temennisi ve bilgilendirme amacıyla söylemek gerekirse; takı amaçlı olmayan altın işlemleri bu pazarlarda değerlendirilebilir. Fiyat aralıkları çok daha dar ve saklama derdi yok, işlem yapmak daha kolay. Gerek aracı kurum, gerekse internet ortamında uzaktan erişim ile hisse senedi gibi alınıp satılabiliyor. Teminat ile poziyon büyüklüğü arasındaki ciddi fark da başka yatırım araçlarında değerlendirilip alternatif getiriden mahrum kalınmamış oluyor. VİOP piyasasında işlem yaparken teminat ve kaldıraç oranı dengesine dikkat etmek gerekecek. Bu aşamada istenen düzeyde değil elbette. Ancak finansalokur yazarlık arttıkça bu pazarın da gelişmesi beklenebilir.

 Yükselişin sonu mu geliyor

ÇIKIŞ TRENDİ KORUNUYOR

Altın fiyatlarında kâr satışları görülmesine rağmen çıkış trendi gücünü koruyor.

 ABD dolarındaki değerlenme ve Gazze konusunda İsrail-Hamas anlaşması jeopolitik riskleri bir parça azalttığından kâr satışı ve teknik düzeltme için gerekçe oluştu. Altın fiyatlarındaki çıkışa kaynaklık eden temel gerekçelerin başında ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz indirim süreci geliyor.

 Ayrıca Çin başta olmak üzere merkez bankalarının devam eden altın alımları söz konusu. Halen dünyada toplam var olan altın büyüklüğü 216 bin ton olarak biliniyor. Bu yüzden tanımlanırken hep ‘bir olimpik havuzu dolduracak kadar’ denir. Merkez bankalarının rezervlerinin yaklaşık yüzde 25’i altından oluşuyor. Yüzde 55 civarında ise dolar var.

 Trump politikalarıyla dolar ve ABD tahvillerinin güvenli liman özelliği biraz zayıflayınca altına rağbet arttı. Altın fiyatlarını etkileyen başlıca temel parametrelere göz atıldığında; faiz, enflasyon, ABD doları, jeopolitik gelişmeler, merkez bankaları ve fonların fiziki alım satımları olarak sayılabilir.

Bu dönem altını destekleyen gelişmeleri ise; merkez bankalarının faiz indirim süreçleri, ve devam eden altın alımları, son birkaç günü hariç tutarsak dolardaki zayıflama ve jeopolitik haber akışları olarak sıralamak mümkün. ABD’de bütçe krizi ve hükümetin kapanmasını da bu listeye istisnai bir durum olarak eklemek gerekecek. Bu nedenle ABD’de geçen hafta istihdam verileri açıklanamadı.

Önümüzdeki hafta ABD’de TÜFE verisinin ise açıklanması bekleniyor. Bu durumda 29 Ekim toplantısında Fed’in faiz kararı merak ediliyor. Görünen o ki birçok etken altın fiyatlarını yükseltmek için bir araya gelmiş.

Bu koşullar halen önemli ölçüde geçerliliğini sürdürüyor. Ancak belli ölçüde fiyatlandığı da bir başka gerçek. Henüz ralli bitmedi ama altını yukarıya taşıyan gerekçelerin fiyatlara dahil olmasıyla kâr satışları ve yorgunluk göstermesi olağan bir durum. Orta ve uzun dönemde altını destekleyen koşullar halen varlığını sürdürüyor.

Yatırım bankaları altın hedeflerini yukarı çekmeye başladı. Saxo Bank Emtia Strateji Başkanı Ole Hansen, gelecek 12 ayda altının onsunda 5 bin doların görülebileceğini söyledi. ABD’li yatırım bankası Goldman Sachs ise, 2026 yıl sonu altın fiyatı tahminini 4.300 dolardan 4.900 dolara yükseltti. Banka, son rallinin hem merkez bankaları hem de Batılı yatırımcılardan gelen kalıcı talepten kaynaklandığını belirtti.

EK VERGİLER ETKİLİ OLUR

 Altında perşembe  ve cuma günleri gelen kâr satışları, gümüş başta olmak üzere emtia fiyatlarına da yansıdı. Cuma günü ABD Başkanı Trump; kasım itibarıyla ABD’nin Çin’e şu anda ödediği tarifeye ek olarak yüzde 100 gümrük vergisi uygulayacağını duyurdu. Trump, nadir toprak elementlerinin ihracatına getirdiği kısıtlamalar nedeniyle Çin ürünlerine yönelik tarifelerde büyük bir artışı değerlendirdiklerini söylemişti.

Ticaret savaşını tekrar hortlatma riski taşıyan bu açıklama sonrası çarşı biraz karıştı. ABD borsaları ile petrol ve bakır başta olmak üzere emtialara sert satış geldi. Brent petrol 62 dolara çekildi.

Trump’dan gelen açıklama altında güvenli liman ihtiyacını bir parça artırabilir. Son günlerde altının en yakın takipçisi olan gümüş, 2011’deki tarihi zirvesinin üzerini test etti. Altında kısa dönem kâr satışlarının etkisinde kalınabilir. Ancak çıkış trendi korunuyor.

 Yükselişin sonu mu geliyor

BORSA İSTANBUL TEMKİNLİ

Enflasyon, TCMB faiz kararı ve siyasi gelişmelere bağlı olarak BIST100 Endeksi’nde dalgalı seyir devam ediyor. Eylül enflasyonunun yüksek gelmesi TCMB’nin faiz indirim beklentilerini zayıflattı. TCMB faiz indirimlerine ara mı verecek, yoksa daha kısa adımlarla faiz düşüş sürecine devam mı edecek tartışması öne çıkmış görülüyor. ‘100 veya 150 baz puanla faiz indirimine devam eder’ algısı daha ağırlıklı. Siyasi gelişmeler de aynı ölçüde yakından takip ediliyor. Cuma akşamı ABB Başkanı Mansur Yavaş için savcılığın soruşturma izni istemesi piyasaların gündeminde siyaseti tekrar öne çekebilir. 23 Ekim TCMB faiz kararı, 24 Ekim CHP Kurultay davası piyasaların seyri açısından yakından takip edilecek. Bu tarihe kadar dış borsalardan ayrışan BIST100 Endeksi’ndeki “patinaj” görünümü ile “çıkamayan borsa düşer” anlayışı korunacak gibi görünüyor. Yabancı yatırımcılar da aynı görüşte, daha çok bekleme modundalar. İki hafta sonra satış tarafında  göründüler.

BORSADA GÜÇ KAYBI SÜRÜYOR

Borsada çıkış denemeleri zayıf kalınca desteklere doğru geri çekilme yaşandı. İlk destek 10.650’de görülürken trend desteği olması açısından bu seviye önemli. Aksi taktirde sonraki destek noktaları 10.500 ve 10.260 seviyelerinde. Yukarı yönlü hareketlenmelerde ise ilk dirençler 10.900-11.000 noktalarında bulunuyor. Tepki çıkışının güç kazanması için 11.000 seviyesinin geçilmesi önemli olacak. Sonraki dirençler 11.250 ve 11.540-11.600 seviyelerinde. Endekste destek noktalarında tepki alımları görülse de satış baskısı sürebilir.

Habere git