ABD Başkanı Donald Trump’ın göreve başladığı günden bu yana gerek tarife kararları gerekse askeri tehdit çıkışları, 3. Dünya savaşı söylemlerini daha da güçlendiriyor. Gerek ABD-Çin-Rusya arasında yaşanan kriz sonrasında nükleer test mesajları gündeme gelirken dünyanın en güçlü orduları da açıklandı. Koyunu A Haber’de değerlendiren Dış Politika Uzmanı Mete Sohtaoğlu, ABD’nin askeri gücüne ilişkin konuşarak, “gerçekten süper güç mü?” Tartışmalarını yeni bir boyuta taşıdı.
Uluslararası alanda 3. Dünya savaşı söylemleri giderek yükselirken ABD-Çin-Rusya üçlüsü arasında yaşanan askeri ve ekonomik tehditler dünya yeni bir aşamaya mı geçiyor sorularını da beraberinde getirdi. A Haber'de konuşan Dış Politika Uzmanı Mete Sohtaoğlu, Amerika'nın askeri gücüne değinerek önemli açıklamalarda bulundu.
"YAPABİLDİKLERİ EN İYİ ŞEY 'LOJİSTİK' DESTEĞİ"
Amerika Birleşik Devletleri'nin askeri anlamda yapabildiği en iyi şeyin "lojiktik" olduğunu belirten Dış Politika Uzmanı Mete Sohtaoğlu, ABD'nin sessiz sedasız sürdürdüğü bir çalışmasının daha olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:
"Amerika Birleşik Devletleri'nin gerçekten mucizevi anlamda yapabildiği en iyi şey, ordusunun lojistiğini çok iyi sağlıyor. Nerede olursa olsun. Mühimmat anlamında, yiyecek anlamında, giyecek anlamında, moral ve motivasyon anlamında. Lojistik işinde iyiler, gemi anlamında da ama, gemi anlamında iyiler dememi şöyle ben açayım. Amerika Birleşik Devletleri'nin ve ABD Başkanı Trump'ın bu yeni döneminde aslında sessiz sessiz yapmaya çalıştığı da bir başka şey var. Amerika Birleşik Devletleri'nde savaş gemisi üretecek bir tersane yok.
(fotoğraf: ahaber.com.tr - ekran görüntüsü)
AMERİKA'DA ASKERİ TERSANE VAR MI?
Dikkat edin, Amerika Birleşik Devletleri'nin ticari gemilerinin hepsi Çin'de üretilmiş, başka ülkelerde üretilmiş ama Amerika Birleşik Devletleri bayrağı takılır ya da işte başka ülkeler takılır. Amerika Birleşik Devletleri tersanesinde üretilmiş büyük gemiler yok. Çünkü bunu üretecek bir tersane yok.
Amerika Birleşik Devletleri, Trump, bu gümrük tarifeleri meselesini gündeme getirirken, bu ülkelerin bir de denizcilik sektörü açısından bir değerlendirilmesinin ben gerektiğini düşünüyorum. Buna Türkiye de dahil olmak üzere. Çünkü önümüzdeki dönemde bu bir yatırım tavsiyesi değil ama tersaneler meselesinde Türkiye'nin geldiği noktadan Amerika Birleşik Devletleri'nin Türkiye'deki tersanelere ticari ya da askeri olarak gemi üretimi anlamında çok ihtiyacı olacağını ben size öngörebilirim, somut rakamlarla.
BÜTÇENİN YÜZDE 90'I BAKIM ONARIM LOJİSTİK…
Amerikan ordusunun hep biz devasa bir bütçesini konuşuyoruz. Ama o bütçenin ne kadarı neye harcanıyor, kimse bakmıyor. Ar-Ge çalışması yok Amerika Birleşik Devletleri'nde. İşte "2025'te nükleer savaş başlığı üreteceğiz" dediği duruma düşürüyor kendini. Hâlbuki Sentinel gibi, Minuteman 3 gibi, kıtalararası balistik, hatta 2040'a kadar denemeleri devam edecek bir füze programını devam ettiriyorlar. O devasa uçak gemileri görev yapıyor ama geri döndükleri zaman tersanelerden, kuru yük havuzlarından aylarca ayrılamıyor. Neden? Çünkü hepsi eski…
Bunların yeniden onarımı, motorları yanıyor, yani demir atmışken yanıyor. Makine dairesinde yangın çıkıyor, bir altı ay daha atıyor. Yani Amerika Birleşik Devletleri'nin evet, biz küresel anlamda bir varlığını görüyoruz ama gemiler eski, uçak gemileri de eski. Sürekli bakım ve onarıma gidiyor o bütçe. Neredeyse iddialı bir gelecek ama o savunma bütçesinin %80'i bakım, onarım, lojistik, eğitim öğretime gidiyor.
(fotoğraf: ahaber.com.tr - ekran görüntüsü)
ALTIN KUBBE'YE NE OLDU?
Ama üretmek için de bir şey yok. Yani bunun için de bir para gerekiyor. Yani mesela, benim yakinen takip ettiğim bir Altın Kubbe vardı mesela, uydu tabanlı lazer sistemi. Ben lazer sistemleri üzerine çok araştırma yaptığım için özellikle takip ediyorum. Bakın, aylar geçti, daha bunun bileşenlerinin ortak bir konsorsiyumda ben buluşturulduğuna dair bir mutabakat zaptı imzalandığını görmedim. Söylem ayrı bir şey, vaat ayrı bir şey, ama savunma sanayinin, Amerikan savunma sanayinin bunu hayata geçirebilme yeteneği, refleksi, bütçesi, eşgüdümü, koordineli çalışması... Ya bunlar birbirini yiyen sırtlan şirketler. Ama gördüğünüz gibi şu an Altın Kubbe ile ilgili, belki Elon Musk'ın yeniden dönmesiyle beraber kısmen bir ivme kazanacak. Ama bu gördüğümüz bütün tabloda Amerika Birleşik Devletleri'nin, benim kanaatim, tek avantajı lojistiği. Lojistiği evet, Amerika Birleşik Devletleri'nin çok iyi. Devasa, evet bir uçak gemisi var, ikmalini yapabiliyor. Nerede olursa olsun, çok basit bir dille sıcak yemeğini 24 saat çıkartabiliyor. Botu delinse bot tedarik edilebiliyor. Her şeyi yapabiliyor.
"SOĞUK SAVAŞ YILLARINDA KALMIŞ BİR ORDU"
Ama Amerika Birleşik Devletleri'nde artık Soğuk Savaş yıllarında kalmış bir ordu. Yani bir F-35 projesiyle bir mucize değneği Amerika Birleşik Devletleri ordusuna değmiş değil ki. Bu kadar bakımlı bir ordunun hala helikopterleri, uçakları, uçak gemilerinden denize düşüyor, denizin dibinde uçak aranıyor, helikopter aranıyor.
Gazi meselesinde unutmayın, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi açıklarında iki tane Özel Kuvvetlerine ait Amerika'nın helikopter düştü ve aramayı bıraktılar. Çünkü onu arayacak teknolojisi de yok denizin dibinde. Bakın Akdeniz'de!

1 hafta önce
90










English (US) ·