66 yıllık basımevi müzeye dönüştürüldü

9 saat önce 22

Ziraat ve fen-edebiyat fakültesine kayıt yaptıran 135 öğrencisi ile 1959 yılında yükseköğretime başlayan Atatürk Üniversitesi'nde, akademisyenlerin kitap, dergi, broşür ve fakülte evrakının basımı için 1959 yılında, dönemin son teknolojisi ürünü baskı makinelerinden oluşan bir basımevi kuruldu. Yarım asır boyunca baskı hizmetlerinde kullanılan basımevi, gelişen teknoloji nedeniyle 2010 yılında kapatıldı. 

2010 YILINDA KAPATILDI

Prof. Dr. Fuat Sezgin Kütüphanesi bünyesinde muhafaza edilen matbaa makinelerinin bulunduğu basımevinin müzeye dönüştürülmesi için Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Mehmet Ferruh Haşıloğlu tarafından çalışma başlatıldı.

Üniversite yönetiminin de onayıyla basımevi yeniden düzenlenerek müzeye dörüştürüldü. 700 metrekare alan üzerine kurulan Hurufat Atatürk Üniversitesi Baskı Müzesi, sergi ve matbaa bölümlerinden oluşuyor. En eskisi 80 yıllık olmak üzere 32 adet baskı makinesi ile binlerce hurufat (metal harf) müzede sergileniyor. 

MÜZEDE YAŞAYARAK ÖĞRENME FIRSATI

Yazı ve baskı tarihini araştırmak, korumak ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla kurulan 'Hurufat Atatürk Üniversitesi Baskı Müzesi'nde, harflerin ve yazı sanatının gelişimi gözler önüne seriliyor. Grafik tasarım, tipografi ve baskı teknolojileri üzerine yoğunlaşan müze, barındırdığı koleksiyon ile grafik tasarımcılar, araştırmacılar, akademisyenler ve öğrenciler için önemli bir kaynak niteliği taşıyor.

Eski baskı makinelerinden matbaa aletlerine, yazının estetik ve teknik boyutlarını keşfedecek materyallere kadar pek çok nadide eser müzede yer alıyor. Müze, ziyaretçilere yazının ve baskının sanat dünyasındaki rolünü keşfetme imkanı vermesinin yanı sıra baskı tekniklerini yaşayarak öğrenme fırsatı da sunuyor.

'ÇOK DEĞERLİ BİR KOLEKSİYONA SAHİBİZ'

Doç. Mehmet Ferruh Haşıloğlu, yaklaşık 50 yıl hizmet verdikten sonra kapatılan basımevinin adeta bir hazine gibi olduğunu söyledi.

Gelişen teknolojinin ardından kapatılan basımevini müzeye dönüştürmek için proje hazırladığını ifade eden Haşıloğlu, "Bu tür müzeler Avrupa'da çok prestijli müzeler olarak öne çıkıyor. Biz de üniversitemiz, şehrimiz ve ülkemiz adına güzel bir müze hazırladık. 2020 yılında başladığımız çalışma pandemi sebebiyle biraz gecikti ama sonunda müze sanatseverlerin ve meraklıların hizmetine açıldı.

,

Müzedeki eserlerin en eskisi, 1940 ile 1950 arasında tarihlendirilebilir. Türkiye'de büyüklük ve makine parkı olarak en büyük müze olarak öne çıkıyor. Burada matbaa makinelerinin yanı sıra kurşun harfler grubu var. Çok değerli bir koleksiyona sahibiz. Binlerce kurşun harf var. Sadece Türkçe karakterler değil; aynı zamanda Arapça karakterler, matematik sembolleri ve diğer sembollerin olduğu hurufatlar mevcut" dedi.

Habere git